Parçalanmış kaslarını bir araya getiremem, kaybettiği kanı yerine koyamam. | Open Subtitles | لااستطيع جمع لحم ممزق ثانية ولا استعادة الدم الذي فقده |
Uzun süre önce kaybettiği şeyleri yeniden kazanmaya çalışıyor gibi görünüyor. | Open Subtitles | ينبأنا ملفه بأنه سيحاول إعادة شيئًا قد فقده من زمن بعيد |
Sürekli yapmaya devam edecek çünkü kaybettiği o şeyi asla geri alamayacak. | Open Subtitles | سيستمر فقط في فعلها مرارًا وتكرارًا لأنه لن يستعيد أبدًا ما فقده |
- İki genç yıllar yılar önce kaybetti birbirini | Open Subtitles | الذى فقده اثنين من الشباب فقد الى الابد منذ عده سنوات |
Abisini ve yengesini kaybetti. | Open Subtitles | بالاضافة الى فقده لاخيه وزوجة اخيه معا ً |
Bu adam gözünü kaybetmiş ve ben bunun nasıl olduğunu bilmek istiyorum. | Open Subtitles | هو يتغيّب عن عينه، وأنا مثل لمعرفة كم فقده. |
Bir yakınını kaybetmek üzere ya da kaybetmiş olabilir. | Open Subtitles | قد يكون فى مرحلة فقدان شخص قريب له او فقده بالفعل |
Bak o salağın ne kaçırdığını anlaması on beş seneyi bulur. | Open Subtitles | إنظري سيأخذ الفتى 15 سنة قبل أن يدرك ما فقده |
Gelip o bavulları görmesini ve o dakika gerçekte neyi kaybettiğini anlamasını istiyorum. | Open Subtitles | أريده ان يأتي ويرى تلك الحقائب ويدرك فى تلك اللحظة ما فقده بالضبط |
Babamın kaybettiği parayı ona geri verecek kadar kazanmalıyım. | Open Subtitles | يجب أن أحصل على المال الكافي لإعادة ما فقده أبي |
Çocuğunun, kaybettiği çocuğuyla kıyaslanamayacağını fark eden babaya. | Open Subtitles | نخب أبٍ أدرك أن إبنه لا يضاهي إبنه الذي فقده |
Koku çok güçlü bir hafıza tetikleyicisidir. kaybettiği birinin anısını geri getirmeye çalışıyor olabilir. | Open Subtitles | ربما كان يحاول اعادة استحضار ذكرى شخص فقده |
Ben Kim Do Jin'in yakın zamanda kaybettiği biri değilim. | Open Subtitles | أنا لست الشخص الذى فقده كيم دو جين مؤخراً. |
Fakat arandığı her yerde bulduğu; kaybettiği kadına ait moral bozucu hatıralardı. | Open Subtitles | ولكنّ في كل مكان يضع ناظريه وجد علامات ساخرة ، تذكره بالشخص الذي فقده |
kaybettiği şeylerle ilgili bir dil verdi. | TED | فقد مثلت له القراءة لغةً لكل ما فقده. |
Onsuz uyuyamaz. Ancak öldüğüm gün onu kaybetti. | Open Subtitles | لا يستطيع النوم بدونه لكن فقده في اليوم الذي متّ فيه |
Marston onu bir kez kaybetti. Ben diyorum ki Rhodes 6 eyalet ötede... | Open Subtitles | مارستون سبق و ان فقده مرة و ان اقول انا رودس ست ولايات بعيد |
Dişlerinin çoğunu kaybetmekle kalmadı çenesinin de çoğunu kaybetti. | Open Subtitles | إنه لم يفقد أسنانه و حسب و إنما معظم فكه قد فقده أيضاً. |
İyi örnek olamadığım için tutunacak dalını kaybetti. | Open Subtitles | أعلم، وأظنه فقده لأن تأثيري لم يكن الأفضل. |
Sesinin sade melodisi tanıklık eder ki dünya ne kadar da çok kaybetmiş sen umut verici şarkıcılık kariyerini bıraktığında... | Open Subtitles | على ما فقده العالم عندما استغنيتي عن مهنة الغناء الواعدة |
Onları bir domuzun bağırsağında kaybetmek istemezsiniz. | Open Subtitles | أنت لا يريد فقده في بعض أحشاء الخنزير. |
Tae Jun onu, geçen sefer benim yüzümden kaybetmişti. | Open Subtitles | تاي جون فقده اخر مرة بسببي. |
Bunları, oğlunu kaybetmenin vermiş olduğu acıdan dolayı yaptığını anlamalısınız. | Open Subtitles | بالطبع أنت تفهم الحزن الذي يشعر به بسبب فقده لولده |