Sadece birkaç askerimizi bulabildik, ...bir çoğuda karanlıktan yaralanarak kaçtı | Open Subtitles | لقد وجدنا فقط القليل من الوحدات من شعبنا خائفون من إظهار أنفسهم حتى فى الظلام |
- Sadece birkaç sorum var. - Tamam. Sorun Yargıç bey. | Open Subtitles | ــ لدي فقط القليل من الأسئلة ــ حسناً أيها القاضي |
Lafayette Mezarlığından Sadece birkaç blok ötede... ölümün kokusunu aldım. | Open Subtitles | فقط القليل من الثكنات ومقبره كبيره شممت رائحه الموت |
Ve işte, evet, Sadece biraz icat | TED | وهذا كل شيء ، نعم ، فقط القليل من الإختراعات. |
hiçbir şey kalmamış, Sadece biraz ot. | TED | لم يبق شيئأً، فقط القليل من العشب هناك. |
biraz daha dayan, bundan sonrası yokuş aşağı. | Open Subtitles | باقى فقط القليل من هذا, و من ثم سنذهب لمنحدر سهل. |
Lafayette Mezarlığından Sadece birkaç blok ötede... ölümün kokusunu aldım. | Open Subtitles | فقط القليل من الثكنات ومقبره كبيره شممت رائحه الموت |
Sadece birkaç kural. Duvarlara delik açılmayacak. | Open Subtitles | فقط القليل من القواعد لا ثقوب في الحوائط |
Görünüşe göre Köpek Balığı Katili Sadece birkaç köpek balığını haklamakla kalmadı... birkaç kalp de fethetti. | Open Subtitles | يبدو وأنه قاتل القرش لم يواجه فقط القليل من اسماك القرش اليوم |
Oh, hadi ama, yarın Sadece birkaç saat, ve sen kendin de uzun zamandır iyi birileriyle tanışmadığını söylemiştin. | Open Subtitles | أوه هيا ، إنه فقط القليل من الساعات غداً و أنت قلت بنفسك أنك لاتقابلينشبانظرفاءمؤخراً. |
Broşürde Sadece birkaç devekuşu olduğu yazılıydı. | Open Subtitles | الكتيب قال سيكون هنالك فقط القليل من النعام |
Çevremizde Sadece birkaç ev daha var. | Open Subtitles | يوجد فقط القليل من المنازل في هذه المنطقة |
Sadece birkaç soru sormak istiyorum. Birkaç soru, olur mu? | Open Subtitles | فقطنودّأن نطرحعليهِبعضالأسئلة,لابأس، فقط القليل من الأسئلة. |
Sadece birkaç kişiyi kabul ediyorlar ve beni seçmişler. | Open Subtitles | وهم يقبلون فقط القليل من الناس للدخول وهم إختاروني |
Britannica. Sadece birkaç cildi eksik. | Open Subtitles | الموسوعة البريطانية ينقصها فقط القليل من الأجزاء |
Sadece biraz daha ve bir araba, buradan gitmiş olacağız. | Open Subtitles | فقط القليل من هذا و عربة و نرحل من هنا |
Evet, Sadece biraz baskı altındayım. | Open Subtitles | اجل، انها بخير حال. اجل، كما تعلمي، فقط القليل من الضغط. |
Hayır, hayır. Bebeğim, sadece birazcık kan var, Sadece biraz kan. | Open Subtitles | لا،لا إنها فقط القليل من الدماء يا عزيزتي |
Sadece biraz zaman ve bir araba. Sonra buradan gitmiş olacağız. | Open Subtitles | فقط القليل من هذا و عربة و نرحل من هنا |
Sadece biraz duman yutmuşum. | Open Subtitles | نعم, فقط القليل من تنفس الدخان |
Keşke cinayet gecesinde biraz daha dikkatli olsaydım. | Open Subtitles | أنا كنت أريد فقط القليل من الأهتمام تلك اليله ليلة الجريمه |