Haklı olduğumuzu değil, Albay, sadece bir sürü insanın hata yaptığını gösterir. | Open Subtitles | لا يعنى أننا محقون يا كولونيل فقط الكثير من الخاطئون |
Hayır, sadece bir sürü çatı ve yıkılmış bina. | Open Subtitles | فقط الكثير من السقوف ومبانى مدمرة |
sadece bir sürü küçük problem vardır. | Open Subtitles | هناك فقط الكثير من المشاكل الصغيرة |
- sadece çok fazla yakın arkadaşım var. | Open Subtitles | لا أفضل صديق. لا، فقط الكثير من الأصدقاء المقربين. |
Bu adamın sadece çok zamanı ve parası yok aynı zamanda zeki bir anti sosyalin teki! | Open Subtitles | هذا الرجل ليس لديه فقط الكثير من الوقت والكثير من المال، إنه مهووس أيضاً. |
sadece bir sürü koruma. | Open Subtitles | فقط الكثير من الرجال |
Hayır, sadece bir sürü silah, | Open Subtitles | لا فقط الكثير من البنادق |
Üzgünüm... sadece bir sürü... | Open Subtitles | آسفة... فقط الكثير من... |
Yok, sadece bir sürü kan. | Open Subtitles | -أجل. فقط الكثير من الدماء . |
Üzgünlükten değil, sadece çok duygudan, biliyor musun? | Open Subtitles | ليس بسبب الحزن، لكن بسبب فقط الكثير من العواطف، تعرف؟ |
sadece çok para olduğunu söylüyorum. - Yoruldum. | Open Subtitles | لنقول فقط الكثير من المال - . اني متعبه - |
- Keder sadece çok. | Open Subtitles | فقط الكثير من الحزن إذاً ماذا |