Ama muhtemelen bakınmaya devam edeceğim. Sadece yoluma hiçbir şeyin çıkmayacağından emin olmak için. | TED | لكني على الأرجح سأبقى أنظر إلى فوق فقط لأتأكد بأن لا شيء يهوي علي. |
Cesedi tedavi etmeye çalışacağım, emin olmak için. | Open Subtitles | سأحمل الجثة إلى الغرفة الطبية فقط لأتأكد |
Bu gece Scott'la yapılacak ön görüşme için her şeyin hazır olduğundan emin olmak için uğradım. | Open Subtitles | أردت المجىء فقط لأتأكد أننا مستعدون لمقابلة سكوت الليلة |
Evet ama anladığına emin olmak için, garaja senin için bir şey bıraktım. | Open Subtitles | نعم ، لكن فقط لأتأكد أنك كذلك لقد تركت لك شيئاً صغيراً في المرآب |
O kızlarla çıktığında. Sadece iyi olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | عندما تكون برفقة هذه الفتيات فقط لأتأكد بأنك بخير. |
Bunu duyduğumdan beri her gece hala sıcak olduğundan emin olmak için uyumadan önce karıma dokunuyorum. | Open Subtitles | منذ سمعت هذا وانا ألمس جسد زوجتي قبل أن انام كل ليلة فقط لأتأكد انها لاتزال دافئة |
Gerçekten canın yanıyorsa iyi olduğundan emin olmak için bir kaç ay senin evde kalabilirim. | Open Subtitles | بأمكاني البقاء معك لعدة شهور آخرى فقط لأتأكد انك بخير |
Sadece rahat olduğundan emin olmak için uğramıştım. | Open Subtitles | لقد جأت فقط لأتأكد من أنك مستريح هنا |
Güvende olduğundan emin olmak için aradım. | Open Subtitles | لقد اتصلت فقط لأتأكد أنك بأمان |
- Seninle konuştuktan sonra emin olmak için annemi aradım. | Open Subtitles | - ،بعدما تحدثنا على الهاتف لاحقاً - إتصلت بوالدتي فقط لأتأكد |
Gittiğinden emin olmak için geldim. | Open Subtitles | . لقد أتيت فقط لأتأكد أنها ستغادر |
İyi olduğundan emin olmak için seni görmem gerekti. | Open Subtitles | فقط احتجت رؤيتك فقط لأتأكد من أنك بخير |
Yani sadece iyi durumda olduğundan emin olmak için. | Open Subtitles | فقط لأتأكد من قيامه بالامر بشكل جيد |
Çünkü şimdi acaba burada durup hastayı geride göremediğim kanserli hücre kalma riskiyle göndermeli miyim ya da genelde bir inç falan gibi tümörün etrafından kesin olarak her şeyi aldığıma emin olmak için birkaç ilave alan daha mı almalıyım ? | TED | لأن عليك أن تقرر الأن، هل عليَ أن أتوقف الأن و أدع هذا المريض يذهب، مخاطرا بإحتمال تبقي بعض الخلايا السرطانية التي لم أتمكن من رؤيتها، أو هل ينبغي عليَ استئصال أجزاء إضافية، بمقدار بوصة واحدة تقريبا حول الورم فقط لأتأكد من كوني تخلصت من كل شيء؟ |
İyi olduğundan emin olmak için geldim. | Open Subtitles | أتيت فقط لأتأكد أنك بخير |
Ya bir çesit tanriymissin gibi üstünlügünü kabul edecektim ya da zekami kullanip küçük bir arastirma yapacaktim kendisi hâlâ bakire oldugu hâlde herkese nasil sevisecegini anlatan Dr. Rus gibi bir tanri olmadigindan emin olmak için. | Open Subtitles | إما أن اتقبل تفوقك كما لو أنك إلهٌ نوعاً ما أو أن استخدم استخباراتي و أقوم ببعض الأبحاث ...فقط لأتأكد أن هذا الإله ليس شبيهاً بـ |
Kapatıldığından emin olmak için bakacağım sadece. | Open Subtitles | فقط لأتأكد من أنه تم إغلاقه |
emin olmak için. | Open Subtitles | فقط لأتأكد |