Sırf seni sevmem kızların odama girmeye izni olduğu anlamına gelmez. | Open Subtitles | فقط لأني أحبك، هذا لا يعني أن الفتيات مسموح تواجدهم بغرفتي. |
Sırf annen olduğum için beni bir basmakalıba koyma. | Open Subtitles | لاتكن لديك وجهة نظر بسيطة عني فقط لأني أمك |
Ama Sırf seni vurup da gecikmek istemediğim için. | Open Subtitles | لكن فقط لأني لا أريد أن تأخر بسبب قتلي لك |
Ben burda olduğum için, normalde yapmayacağınız... hiç bir şeyi yapmak zorunda değilsiniz. | Open Subtitles | تعلمون أنه لا يتوجّب عليكم فعل شيئ لا تفعلونه عادة فقط لأني هنا |
Böyle doğmuşum. Bunların kötü olduğunu sakın söylemeyin, sadece ve sadece ergenliğe bağlı olduğunu, veya sadece kız olduğum için böyle olduğunu. | TED | لا تقل أن كل ذلك سلبي أن ذلك هو إحساس المراهقين وأن ذلك فقط لأني فتاة |
Ve bunu yapmamın tek sebebi gerçekte kim olduğumu benim bile bilmediğimi daha yeni farkediyor olmamdır. | Open Subtitles | وقد فعلت ذلك فقط لأني بدأت أدرك الآن أني ، حسناً ، لا أعرف حقاً من أكون |
Biliyorum, biliyorum, rezil bir babaydım tek sebebi ise ülkemi korumaya çalışmakla çok meşgul olmamdı. | Open Subtitles | أنا أعلم ، أنا أعلم لقد كنت والدا سيئا، فقط لأني كنت مشغولا بمحاولة إبقاء بلدنا آمناً. |
Bu odaya gelmemin tek nedeni üşümüş olmam. | Open Subtitles | لقد أتيت لهذه الغرفة فقط لأني أشعر بالبرد |
Ama Sırf bunu yapman beni korkuttuğu için. | Open Subtitles | لكن فقط لأني مذعورة من أن تقومي بهذا مجدداً |
Sırf seninle aynı fikirde değilim diye bana zarar vereceğine inanmıyorum. | Open Subtitles | لا أصدق أنك قد تؤذيني فقط لأني لا أوافقك الرأي |
Sırf birini umursuyorum diye kurallarda istisna yapamam. | Open Subtitles | انا رئيسة الأطباء لايمكنني وضع استثناءات في القوانين فقط لأني أهتم لأحدهم |
Sırf arkadaşımı Şabat yemeğine davet ettim diye mi? | Open Subtitles | فقط لأني دعوت صديقي إلى عشاء ليلة الأحد ؟ |
Sırf Hintli olduğum için onların dilini konuştuğumu mu sanıyorsun? | Open Subtitles | فقط لأني هندية، هل تظن بأني اتحدث لغتهم؟ |
Sırf geçenlerde bazı işlerini hallettim diye beni köpeğin mi zannettin? | Open Subtitles | فقط لأني أنجزت بعض الأمور لك في الآونة الأخيرة، |
Bakın güzel bir yüze sahip olduğum için bana ilgi duymanızı istemedim. | Open Subtitles | لم أرد أن أثير إهتمامك فقط لأني أملك وجه جميل |
ne yani sizden daha kısa süredir burada olduğum için mi? | Open Subtitles | أعني ,فقط لأني لاني لم أكن هنا أطول منكم |
Pekala ben pes ediyorum ama tek sebebi metroda kadınların kahküllerini kopardığımdan dolayı şartlı tahliyede olduğum için. | Open Subtitles | حسناً , أستسلم لكن فقط لأني أنا في إطلاق سراح مشروط |
Hâlâ bilincinin yerinde olmasının tek sebebi, seni taşımak istememem. | Open Subtitles | السبب الوحيد أنك لازلت واعياً ... فقط لأني لا أريد أن أحملك الان , أدخل إلى الشاحنة |
İşe girebilmesinin nedeni ona arka çıkmamdı. | Open Subtitles | لقد حصل على هذا العمل فقط, لأني تكلمت مع والدي من أجله |