sadece kuşlar özgürlük için şarkı söyler. | Open Subtitles | لا تعنى لى شيئا يا صديقى الطيور فقط هى التى تشدو مجانا |
- sadece askeri endüstrinin böyle büyük bir şeyi inşaa etmeye parası yetebilir. | Open Subtitles | المصانع الحربية فقط هى من يمكنها بناء شيئاً بهذا الحجم |
sadece kahve. Ona gücüm yetiyor. | Open Subtitles | القهوة فقط هى كل ما استطيع تحملة حتى الان |
Çünkü geride sadece iyi anılar kalacak değil mi? | Open Subtitles | لأن الذكريات الجيدة فقط هى التى تبقى, حق؟ |
sadece bir kişi. O gidebilir. Diğerleri kalacak. | Open Subtitles | واحد فقط , هى , يمكنها الرحيل الباقى سيبقى |
Yavrulara sadece dişiler bakar. Neredeyse hepsi akrabadır. | Open Subtitles | الإناث فقط هى التى تهتم بالصغار وهم تقريباً ذو علاقة قرابة ببعضهم |
Ama sadece ekonomide yer var; sizin biletiniz birinci sınıf. | Open Subtitles | و لكن الدرجة الثانية فقط هى المُتاحة و أنت تذكرتك درجة أولى |
Ama sadece ekonomide sınıf uygun yani biletiniz, birinci sınıf. | Open Subtitles | و لكن الدرجة الثانية فقط هى المُتاحة و أنت تذكرتك درجة أولى |
Yani nemli ciltleri amfibilerin sadece yaşadıkları yeri değil, hareket kabiliyetlerini de belirler. | Open Subtitles | إذنً .. طبيعة الجلود الرطبه ليست فقط هى التى تسمح للبرمائيات أن تعيش بل أيضاً ليكونوا فى نشاط |
Onu suçlu bulmaları sadece beş dakikalarını aldı. | Open Subtitles | خمس دقائق فقط هى كل ما استغرقهم ليحصل على إدانة |
sadece son kurban böyle sergilenmiş. | Open Subtitles | الضحية الاخيرة فقط هى التى تم عرضها هكذا |
sadece bela seni bir yerlere getirebilir. | Open Subtitles | المشاكل فقط هى القادرة على تغيير الحال |
Belki de sadece kızı yaptı. | Open Subtitles | أم ممكن تكون البنت فقط هى من فعلتها |
Sen sadece benim yanlışlarımı hatırlıyorsun. | Open Subtitles | انها الأخطاء فقط هى ما تتذكرها |
- Benim araştırmama göre sadece bir tanesi gerçek. | Open Subtitles | طبقا لبحثى, نسخة واحدة فقط هى الاصلية |
- Benim araştırmama göre sadece bir tanesi gerçek. | Open Subtitles | طبقا لبحثى, نسخة واحدة فقط هى الاصلية |
sadece bir soylu satın alabilir. | Open Subtitles | نبيلة فقط هى من تستطيع تحمل ثمنة. |
Biblonun yerini sadece o biliyordu. Babasını konuşturamayan sendin. | Open Subtitles | فقط هى كانت تعرف اين التمثال |
sadece annen seni gerçekten seviyor. | Open Subtitles | أمك فقط هى من تحبك بحق |
- Böyle fırsatlar sadece Amerika'da var. | Open Subtitles | -أمريكا فقط هى من تعطى تلك الرفص |