Amerikalı erkeklerin orgazma ulaştıkları 9 türden sadece biri. | Open Subtitles | يكون فقط واحد من الوسائل التسعه والذي يحقق للذكر الأمريكي النشوه |
Gardiyanların sadece biri onu görmüş ve takip etmeye başlamış. | Open Subtitles | حتى أتت ليلة باردة وقارضة، لقد رأى فرصته وهرب. فقط واحد من الحراس رآه، وبدأ في مطاردته. |
Yani, yüzde toprak bükücüden sadece biri metal bükebilir. | Open Subtitles | أعني , فقط , واحد من كل مئة متحكم بالأرض يمكنه التحكم بالمعدن |
Bu her yıl dünya genelinde olan 1.3 milyon depremden sadece biri. | Open Subtitles | هذا فقط واحد من 1.3 مليون زلزال التي تحدث حول العالم كل عام |
Bin adaydan sadece biri Amazon kurbağası zehirini tesbit eder, daha azı da zehiri getireni etkisiz hale getirir. | Open Subtitles | فقط واحد من الف شخص، يستطيع تمييز "زهرة ارآفروق "الأمازونية السمّية" بدون ذكر القضاء على "المرسول |
Konut piyasası ve bankalar kan kaybederken büyük pozisyonlardan sadece biri satmayı reddetti. | Open Subtitles | مع استمرار أسواق الإسكان والمصارف بالنزيف، فقط واحد من المصابين بـ "النقص الهائل" رفض البيع. |
- sadece biri bildirilmiş. Dört kişiden biri mi? | Open Subtitles | واحد فقط واحد من اربعة؟ |
sadece biri mi? | Open Subtitles | فقط واحد من ؟ |