"فقط ولكن" - Traduction Arabe en Turc

    • Sadece
        
    • yalnızca
        
    Resim Sadece gerçeği değil, gerçeğin ardındaki hayali de gösterir. Open Subtitles أما اللوحة فلا تظهر الحقيقة فقط ولكن الحلم الذى تمثله
    Sadece küçük bir düzeltme lazım. Üzerindeki bu saçlar da ne? Open Subtitles انه بحاجة لتعديل بسيط فقط ولكن ما كل هذا الشعر ؟
    Sadece 500.000 dolara mâl olurdu, ama en azından değerli lambana sahip olurdun. Open Subtitles سيكلّفك هذا 500 ألف دولار فقط ولكن على الأقل ستحصل على مصباحك الغالي
    Sadece Leydi Kaio değil geri kalan herkes bir iz bırakmadan ortadan kaybolmuş. Open Subtitles ولم تختفي السيدة كايو فقط ولكن جميع من كانوا معها اختفو بدون أثر
    Hastanenin röntgenleri Sadece on çatlak gösteriyor ama bizimkiler 11. Open Subtitles ,اشعه المستشفى تظهر 10 كسور فقط ولكن اشعتنا تظهر 11
    Babam o kilisenin Sadece senin için değil, benim için de yapıldığını söylemişti. Open Subtitles اخبرني والدي بأن المعبد لم يبنى من اجلك فقط ولكن ايضآ من اجلي
    Bu yöntem Sadece çevresel açıdan değil, aynı zamanda ekonomik açıdan da sürdürülebilir olmalıydı. TED ليس فقط محتملة من ناحية البيئة فقط ولكن من ناحية إقتصادية أيضاً
    Pek çok tekrarlama yaptık, Sadece bu konuda değil başka şeyler hakkında da. TED قمنا بتطوير الكثير من الأشياء، ليس لهذا الشيء فقط ولكن لأشياء أخرى
    Sınıfa bir müfettiş geldiğinde, Sadece tuvaletlerin inşaasını kontrol etmiyor, ayrıca öğretme kalitesine de bakıyor. TED عندما يأتي مشرف ما لزيارة الفصول الدراسية، فإنه لا يراقب بناء المرحاض فقط ولكن أيضاً ما هي جودة التدريس.
    Ve Sadece bu değil, bizim otonom araç filomuz da cep telefonu şebekesine dayanmaktadır. TED ليس هذا فقط ولكن أسطولنا من المركبات تعتمد على تلك الشبكة الخلوية
    Yani nikotin kullanan gençler Sadece kendilerine değil, gelecek nesillere de zarar veriyor. TED ولذلك، فإنّ المراهقين الذين يُدخنون النيكوتين لا يؤذون أنفسهم فقط ولكن أيضًا أولادهم في المستقبل.
    Bit Sadece bu iki kutup arası geçiş yapabilirken kübit süperpozisyon halindeyken küredeki herhangi bir noktada olabilir. TED يعمل نظام البت في نطاق هذين القطبين فقط ولكن عندما يكون الكيوبت في حالة التراكب، فقد يكون في أي مكان على الكرة.
    Eksik olan Sadece istihdam değil aynı zamanda mesleki gelişimi de sağlayan iyi işler. TED ما نفتقر إليه حقًا هو الوظائف الجيدة التي لا تضمن التوظيف فقط ولكن النمو المهني أيضًا.
    Siz şu anda, sizin bile bütün bu zekanıza rağmen algılayamayacağınız, Sadece bireysel değil aynı zamanda çok güçlü bir örgütün yoluna çıkıyorsunuz. Open Subtitles انك تقف فى طريق ,ليس مجرد فرد فقط ولكن منظمة هائلة ,لاتعلم مداها حتى رغم كل مهاراتك
    Sadece kendin için değil tanıştığın herkesi mahvedemezsin. Open Subtitles ليس من أجلك فقط ولكن لا يمكن أن تستمر في إنزال الدمار بكل من يحيط بك
    Bundan bir yıl sonra, senin gibi biri umut ve sağlık mesajlarını Sadece Pasifik Kuzeybatı'ya değil, tüm ulusa ulaştırabilir. Open Subtitles بعد سنة من الان ستقدر ان تبث رسالتك الاستشفائية ليس الى الساحل الشمالي فقط ولكن الى الامة باكملها
    P6 cip.Pentiumun hızını üç katına çıkartıyor Sadece çip değil.PCI bus ı da var. Open Subtitles 6 شيبس ضعف سرعه البانتيوم ليس الشيبست فقط ولكن الباص ايضا
    Biz Sadece bu ofisin memurları değiliz.. ..bu ofisin en güçlü memurlarıyız. Open Subtitles نحن لسنا ضباط فقط ولكن سنكون ذراعك اليمين
    Sadece karım için değil, akrabalarıyla beraber gömülmek isteyen bütün Trevento'lular için de istedim bunu. Open Subtitles ليس لزوجتي فقط ولكن للجميع سكان ترافينتو الذي يريدون أن يدفنو حيث يرقد أجدادهم.
    Sadece çarşafları yıkamak istedim ama hanım bana vurdu. -Yapma! Open Subtitles لقد حاولت غسيل الشراشف فقط ولكن الآنسه ضربتني
    yalnızca bize değil dünya üzerindeki tüm yaşama yuva olacak bir gezegen yaratmak için elimizden geleni yapmak elbette ki bizim sorumluluğumuz. Open Subtitles إن المسؤوليّة على عاتقنا لبذل كل ما في وسعنا لإنشاء الكوكب الذي يوفر منزلًا ليس لنا فقط ولكن لكل الحياة على الأرض

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus