"فقمنا" - Traduction Arabe en Turc

• biz de
• yaptık

Biyopsi okunamaz olarak geri geldi, biz de sitoloji uyguladık.
ولكن نتيجة الخزعة جاءت غير مقروءة. فقمنا بإجراء إختبارات خليوية:

biz de gidip sorduk, mektubu cesaretle eline aldı.
فقمنا بذالك، و عرضنا عليها الأمر، فقبلت اللعب و أخذت بالرسالة.

biz de bir laboratuvar kurduk 18 tekerlekli bir karavanın arkasına kurduk laboratuvarı ve onu daha iyi örnekler çıkaracağımız çalışma alanımıza götürdük.
فقمنا ببناء مخبر .. مخبر على قاطرة من 18 اطار .. واخذناه الى موقع التنقيب لكي نحصل على عينات افضل

Ama biz yine de yaptık. Değil mi?
فقمنا بذلك على أي حال. أليس كذلك؟ طبعًا.

Yarattığımız bir başka şey de, bu fikri de birkaç yıl önce bulmuştum, böylece bir proje yaptık.
شيء آخر قمنا باكتشافه أيضا, وهي فكرة جاءتني منذ بضعت سنوات, فقمنا بمشروع حول هذا.

Bangkok düz bir şehir, dolayısıyla biz de yerçekiminin gücünü kullanmak için tüm parkı her yağmur damlasını toplaması için eğimli yaptık.
بانكوك مدينة مسطحة، فقمنا باستغلال قوة الجاذبية بإمالة الحديقة بالكامل لجمع كل نقطة من مياه الأمطار.

Baktık ki çok meşgul görünüyordunuz, biz de bir yatak yapalım dedik.
رأيناكم منشغلين فقمنا ببناء قلعة من الاثاث

Vinnie'nin evine gelmeyeceğini düşündük. biz de partiyi sana getirdik.
لم نعتقد بأنك ستحضر فقمنا بإحضار الحفلة إليك

Baktık ki çok meşgul görünüyordunuz, biz de kanepeden kale yapalım dedik.
رأيناكم منشغلين فقمنا ببناء قلعة من الاثاث

Ama yeni türler ortaya çıkmaya başladı, biz de takımımızı yeniden topladık.
‫لكن سلالات جديدة بدأت بالظهور ‫فقمنا بإعادة تشكيل فريقنا

biz de gittik. Kendimi tam bir enayi gibi hissettim.
فقمنا بذلك ، لقد شعرت بأننى غبى لعين

Kavurucu bir gündü, biz de öğlen yemeğinden önce yüzdük.
كان يوما رائعا ,فقمنا بالعوم قبل الغداء ڑli plavat pred kosilom.

Onu boğmaya başladı, biz de-- biz de onu ittik.
وبعدها كان يقوم بخنقها فقمنا بضربه ... أنا

biz de kaçmaya başladık.
فقمنا انا و"ليني" بالهروب أيضاً

biz de cezalandırıp cep telefonunu elinden aldık.
{\pos(192,230)} فقمنا بمعاقبتها وأخذنا منها هاتفها النقال

Mesela hep iyi notlar alan Kathy Geiger diye bir kız vardı biz de gözünü ve ellerini bağlayıp gece yarısı bir mısır tarlasına bıraktık.
كتلك الفتاة (كاثي غايغر) التي حصلت على درجاتٍ عالية فقمنا بتعصيب عينيها وربطناها ثم تركناها في حقل ذرة طوال الليل

Güzel bir tavsiye gibi göründü, hemen bunu yaptık, ama hiç kimse bizimle konuşmadığında şok olduk.
وبدت هذه فكرة رائعة، فقمنا بفعل ذلك على الفور، ولقد صُدمنا حينما رفض الجميع التحدث معنا.

Merak etmiştim, bu konu hakkında da anket yaptık.
شعرت بالفضول، فقمنا بدراسة عن ذلك أيضًا.

Bir sonraki adımda, bu şirketlerin etrafındaki ağı haritaladık, bütün uluslararası şirket hissedarlarını aldık ve hissedarların hissedarlarını vs. Bunu hem yukarıya doğru hem aşağıya doğru yaptık ve sonunda 600.000 düğümden ve bir milyon bağlantıdan oluşan bir ağ elde ettik.
في الخطوة التالية، أنشأنا الشبكة حول هذه الشركات، فقمنا بأخذ كل مساهمين الشركات الانتقالية، ومساهمين المساهمين، الخ. تصاعدياً من البداية إلى النهاية ، وفعلنا الشئ ذاته تنازلياً، وانتهينا بإنشاء شبكة تحتوي على 600،000 عقدة ومليون رابط.

Gömülmüş bir yapının parçası olabilir mi acaba dedik ve çevresinde kazı yaptık, ama hiçbir şey bulamadık.
أعتقدنا أنه يمكن أن يكون جزئاً علوياً من بناء مدفون... فقمنا بالتنقيب من جميع الجوانب. لكن لسوء الحظ لم نعثر على أى شئ آخر.