Yine de çocukla bir konusalim dedik. | Open Subtitles | .لكن. فكرنا بأن نتحدث إلى الشاب على الأقل |
Kocamın burada işi vardı, biz de bundan yararlanıp tatil yapalım dedik. Sahibini tanıyoruz, o yüzden... | Open Subtitles | لذا فكرنا بأن نأتي لعطلة جميعنا يعرف المالك، لذا... |
- Sonra da Hathaway'ın halkını bulmaya gideriz dedik. | Open Subtitles | ثم فكرنا بأن نذهب لنجد "قوم "هاثواي وما القصد من ذلك ؟ |
Kafeteryadaki dondurma fiyatlarına nasıl 15 sent zam geldiği ile ilgili olsun diye düşündük ve-- | Open Subtitles | آه , نحن فكرنا بأن نجعلها عن كيف أسعار المثلجات قد أرتفعت لخمسون سنتاً في الكافتيريا و... |
Biz de size otostop çekebiliriz diye düşündük. | Open Subtitles | ولذا فكرنا بأن نتطفل |
Buraya oturursunuz diye düşündük. | Open Subtitles | فكرنا بأن تجلُسين هنا |
Sonra Dünya'nın Evren'in hareket etmeyen merkezi olduğunu düşündük, yine çünkü öyle gözüküyordu. | TED | قم فكرنا بأن الأرض هي المركز الثابت للكون أيضا لأنها تبدو لنا كذلك |
(Gülüşmeler) Ve bunun Amerika için çok ilginç bir yorum olduğunu düşündük, bir çeşit kendi kendine hizmet eden, "benim sorumluluğum değil" türü bir fenomen. | TED | (ضحك) وقد فكرنا بأن هذا تعليق مثير للغاية في أمريكا، نوع من خدمة الذات، نوع من ، " ليست مسئوليتي" نوع من الظواهر. |
Habersiz geldiğimiz için kusura bakma ama yolun karşısındaki adliyeden evlilik evraklarını alıyorduk, uğrayıp bir merhaba diyelim dedik. | Open Subtitles | -عذراً على المفاجئة لكن كنا عند الشارع أمام المحكمة نحصل على رخصتنا، لذا فكرنا بأن نقدم ولقي التحية |
Bir uğrayıp günü kutlayalım dedik. | Open Subtitles | و فكرنا بأن نأتي و نكمل الموسم |
O yüzden kahvaltıyı birlikte yapalım dedik. | Open Subtitles | لذا فكرنا بأن نتناول الإفطار معًا |
Şeye kadar bekleyelim dedik... | Open Subtitles | ...لقد فكرنا بأن ننتظر حتى ,أنتم تعلموا |
dedik ki: "Biz de onlara birşey verelim". | Open Subtitles | -لقد فكرنا بأن نرد لكم الجميل |
Zaman geçtikçe, oğlumuz büyüyor diye düşündük. | Open Subtitles | وبمرور الوقت, فكرنا بأن... |