Hayır, eğer bu planlardan işe yarar bir şeyler çıkarabilirsek, tam buradan çıkılabilecek, işe yarar bir boşluk olmalı. | Open Subtitles | كلاّ، إذا إستبدلنا هذه المخططات، فلابدّ أنّ هناك محور دخول من هنا |
Heyecanlı olduğuna göre bunun bir anlamı olmalı. | Open Subtitles | حسناً، أنت متحمّس، فلابدّ أنّ ذلك يعني شيئاً |
Onu her kim öldürdüyse, terliklerinde kan izi olmalı. | Open Subtitles | أياً كان من قتلها فلابدّ أنّ هناك آثار دماء على نعالهم |
İster hedef olsun isterse tehdit bu, kişisel bir mesele olmalı. | Open Subtitles | سواء أكانت هي الهدف أو مصدر التهديد، فلابدّ أنّ منبع المُشكلة أمر شخصيّ. |
Eğer silah satıyorsa bir yerde tedarikçisi olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لو كانت تبيع أسلحة، فلابدّ أنّ لديها مخزون في مكان ما. |
Bu yangının büyüklüğüne bakılırsa, itfaiye burada olmalı. | Open Subtitles | حسناً، بقدر كبر هذا الشيء، فلابدّ أنّ إدارة المطافئ في الخارج. |
Ama risk alıp kendini açık ettiğine göre, ortada büyük bir şeyler dönüyor olmalı. | Open Subtitles | لكن لو خاطر بإظهار نفسه، فلابدّ أنّ هُناك أمر كبير يجري. |
Eğer silah satıyorsa bir yerde tedarikçisi olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لو كانت تبيع أسلحة، فلابدّ أنّ لديها مخزون في مكان ما. |
Çıktığına göre girmek için de bir yol olmalı. | Open Subtitles | حسناً، لو أنّك خرجت، فلابدّ أنّ هُناك مدخل. |
Birileri onun hakkında bir şeyler biliyor olmalı. Eğer katil Kyle'a, Alison üzerinden ulaşmışsa asıl hedef Alison olmalı. | Open Subtitles | إذا عرف القاتل عن (كايل) و(أليسون) فلابدّ أنّ (أليسون) هي الهدف المقصود |
Brian ve ailesi işin içindeyse bir bağlantı olmalı. Ben de bunun bulunmasını istiyorum. | Open Subtitles | إذا كان (برايان) وعائلته متورّطون، فلابدّ أنّ هناك صلة، وأريد إيجادها |
Sana söyledim. Nazir kaçtıysa, biri ona yardım etmiş olmalı. | Open Subtitles | أخبرتك، إذا هرب (نذير) فلابدّ أنّ أحدا ساعدهُ. |