"فليكس" - Traduction Arabe en Turc

    • Felix
        
    • Flex
        
    • gevreği
        
    • Flakes
        
    • Flexi-box
        
    • mısır gevrekleri
        
    • Cabe
        
    • gevrek
        
    • gevreğini
        
    • gevreğimiz
        
    • keşfettiler
        
    Felix hala çalışma odasında ve pastayı kesmemiz gerek. Open Subtitles فليكس مازال بفرقة العمل ويجب ان نقطع الكعكة
    Ona babasının avantacı keşin biri olduğunu söyledim, Annem ve ben ona Felix'in öldüğünü söylemeye karar verdik. Open Subtitles بدلا من اقول له بانه والده مدمن مخدرات انا وامي قررنا ان نخبره بان فليكس قد مات.
    Vince, Felix, peşinden gidin. Ben arkadan dolaşacağım. Open Subtitles فينس, فليكس أذهبا وراءه وسأباغته من الخلف
    Evet, Jenny Flex'in sözlerini duydun: Saat 6'da resepsiyon var. Open Subtitles حسناَ،لقد سمعت ماذا قالت الأنسة "جيني فليكس هناك إستقبال بالسادسة
    Felix'in nasıl da içeriden bilgi aldığıyla övünüp duruyordu. Open Subtitles انه يتفاخر بطريقة حصول فليكس على المعلومات
    Pekala, Felix Staples'ın Chumhum'dan herhangi biriyle bir ilişkisi var mı öğren. Open Subtitles تحقق من ان فليكس ستيبلز لديه علاقات مع اناس في مقر تشم-هوم
    İsmi Felix, Rahibe Mathilde sizin olabileceğini söyledi. Open Subtitles إسمه "فليكس" و "الأمّ ماتيلدا" قالت لي يمكنكِ أن تأخذيه.
    Adım, Forsythe, Müfettiş. Felix Forsythe. Open Subtitles إسمى فورسيث أيها المفتش فليكس فورسيث
    "Ben gidiyorum. Bu konuyu konuşmak istersen Felix'in yerinde olacağım." Open Subtitles "أنا راحلة, إذا أردت المناقشة معي سأكون موجودة في محل فليكس"
    Sanırım senin için bir işi var. Bak, Felix, Gitmem gerek. Open Subtitles -انظر , فليكس يجب ان اذهب مضيفتي وصلت توا
    - Felix Betts'le konuşmalıyız. Open Subtitles يجب أن نذهب و نتحدث إلى فليكس بيتس
    Felix! Open Subtitles فليكس هل نسيت شيئا ؟
    Eski dostun Felix'i koyduğun yer de burası mı? Open Subtitles -هنا ادخلت صديقك القديم فليكس ؟
    Felix'e söylediğim gibi onları cezalandırmak için askerlerimizi göndermeliyiz. Open Subtitles كما قلت ل(فليكس) علينا إرسال قوات لتأديبهم.
    Felix'ten uzak durmak istiyorum dostum. Open Subtitles لا أرغب حتى بالاقتراب من (فليكس) يا رجل.
    Doğru cevabın, "arabanı ön tarafta görmedin Flex çünkü arka tarafa park ettim" olması gerekiyordu. Open Subtitles الإجابة الصحيحة هي " بالطبع لم ترها عند البوابة فقد ركنتها في الخلف فليكس "
    - Hoşgeldiniz, bayım. Ben Jenny Flex. - Elbette öyle. Open Subtitles مرحباَ سيدي،أنا "جيني فليكس بالطبع أنتي
    Eve gelirken mısır gevreği alır mısın diye aramıştım. Open Subtitles فقط إتصلت عليك لتشتري بعض الكورن فليكس في طريقك للمنزل
    Az önce kakamı yaptım. Şimdi Frosted Flakes yiyebilir miyim? Open Subtitles لقد قمت للتو بالشئ الثاني هل يمكنني ان احصل على الكورن فليكس ؟
    Ancak hiçbir şey ama hiçbir şey Flexi-box'ı yok edemez. Open Subtitles ولكن لا شيء لا شيء، وأنا اعني لا شيئ يمكن ان يدمر صندوق فليكس
    Just Right gibi, kullanıma hazır kahvaltılık mısır gevrekleri az yağlı tatlandırılmış yoğurt. Open Subtitles من رفوف الكورن فليكس مثل منتج جازت رايت زبادي قليل الدهون المنكهه
    Ya öyle, ya da Cabe yine uçakta kurutulmuş et yedi. Open Subtitles ذلك، أو كان Cabe فليكس متشنج على متن الطائرة مرة أخرى.
    gevrek kasemden bir parça seni öldürebilirdi. Open Subtitles بواسطة راكب أمواج ثمل من أجل صحن الكورن فليكس.
    Seni yaşında mısır gevreğini hazmetmek bile zordur. Open Subtitles في مثل عمرك من الصعب أن تهضم الكورن فليكس
    - Yarım paket mısır gevreğimiz iki paket yulaf ezmemiz, 4 donmuş waffle'ımız var. Open Subtitles هنالك نصف كيس من الكورن فليكس وحزمتين من الشوفان و4 قطع من الوافلز المجمّد
    Netflix'teki sıralanmamızda buldukları efsane bir mücadelenin bizim gelecek tutkulu raflarla teşvik edici rafların arasında yaşandığını keşfettiler. TED ما اكتشفوه هو أن في قوائم نت فليكس الخاصة بنا يجري صراع ملحمي بين أنفسنا الطموحة المستقبلية وأنفسنا المندفعة الراهنية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus