İçişleri'nden geldiysen adamın ağzında jiletler vardı. | Open Subtitles | اذا كنت من الشئون الداخلية هذا الرجل كان لدية أمواس داخل فمة |
Benim sinirlenmiş halimi görmek istemezsin. Patron, ağzında top varken konuşması zor olmalı. | Open Subtitles | انظر سيدى لا يستطيع التكلم مع كرة فى فمة |
Görülecek en harika şey de annenin göğüslerinin, adamın ağzında olması. | Open Subtitles | المنظر الرئيسي سيكون منظر أثداءها في فمة |
Onun adamlarından birine beni içeri alması için rüşvet vermiştim, ...ve sonra, LA'den ayrılmaya karar verene kadar ağzına silahımı dayadım. | Open Subtitles | حتى يدعى ادخل إلى مكانه. وعندها وضعت سلاحاً فى فمة.. حتى قرر العودة للوس انجلوس. |
Göğsünde bulunan solunum organı ağzına geldikten sonra öksürdü. | Open Subtitles | لقد سعل بعدما أصبح عضو التنفس الموجود فى صدره داخل فمة |
Bay McKeon, ağzından köpük çıkıyor muydu? | Open Subtitles | سيد مكين ، هل كان هناك رَغْوَة على فمة ؟ |
ağzından delersem dişleri dökülür. | Open Subtitles | اذا وخذته فى فمة سوف تسقط اسنانة |
Ama ağzında gemiyle uçtuğunu söylememiştim. | Open Subtitles | لا أعنى الإبحار بسفينة داخل فمة |
Elini ağzına sokup o şeyi almalısın. | Open Subtitles | انت تبقى فمة مفتوحا وتقوم بشدة |
Jeffrey Winerslav parmaklarını onun ağzına soktuğunu söyledi. Sokmuş muyum? Yoksa o ağzını parmaklarıma mı sokmuş? | Open Subtitles | جيفري وينير)يقول أنك وضعتي إصبعك في فمَة) هل فعلت, أو هو من وضع فمة على إصبعي |
ağzından köpük gelmiş, efendim. | Open Subtitles | سيدي, تخرج من فمة رغوة |
ağzından çıkan saçmalıkları. | Open Subtitles | من علم بهذا أغلق فمة. |