"فمها" - Traduction Arabe en Turc

• ağzını
• ağzına
• ağzından
• ağzı
• ağzında
• çenesini
• ağzının
• ağız
• ağzındayken
• dudaklarından
• agzini
• Ağzındaki
• ağzıyla

Bu kadın yavaşça ölüyor çünkü; yüz kemiklerinin içindeki iyi huylu tümörler ağzını ve burnunu tamamen kapatmış, bu nedenle nefes alamıyor ve yemek yiyemiyor.
هذه المرأة تموت ببطء لأن أورام حميدة في عظام وجهها قد دمرت بالكامل فمها وأنفها، لذا لا تستطيع التنفس و الأكل

Burada gözlerini oynattığını, ağzını oynattığını görebilirsiniz.
لذا، هنا يمكنكم رؤيتها تحرك عينيها، وتحرك فمها.

Onun o sıkıcı ağzına aletimi sokmak yerine kibarca onu reddettiğim için mi?
لمحاولتي التخلي عنها بلطف بدلا من وضع رأس قضيبي في فمها الممل الغبي؟

Prezervatifi, bir muza takarak ağzına sokmuş, ve yanlışlıkla ciğerlerine çekmiş.
يحفّز الـ. وضعت الواقي الذكريّ على موزة وأدخلتها فمها واستنشقته بالخطأ

- Bir vakum aleti daha getirin. - ağzından kan geliyor.
ـ ضع جهاز امتصاص آخر ـ بدأ الدم يخرج من فمها

ağzı açık kalırdı.
وأنك دخلت السجن ،كل تلك الأمور، فمها كان مفتوحاً

Bu aslında, tembel bir ineğin otlağın ağzında tekrar çıkmasını beklemesi gibidir.
نوعاً ما, هذا يشبه بقرة كسولة تنتظر العشب قرب فمها لينمو مجدداً

Ben demiştim, akıllı kadın çenesini ne zaman kapatacağını bilmeli.
..أخبرتها ..المرأة الذكية عليها أن تعرف كيف تبقي فمها مُغلقاً

Ondan ağzını açmasını istiyor ve dişlerini ve iltihaplı boğazını görüyoruz.
طلب منها أن تفتح فمها لثتها وحلقها ملتهبان

Ama ağzını açtığında neden bahsettiğini hiç anlayamazdın...
ولكن عندما تفتح فمها ، أنك لن تعرف عما تتحدث ..

Sırf ağzını kapatmak isteyen biri tarafından öldürülmüş olabilirdi.
ربما تكون قد قالت إنها قتلت من قبل شخص محاولا إغلاق فمها التشهيري

Bir düşünün, karınızın çığlık attığını ve elini ağzına koyduğunu söylememiş miydi?
تعال نفكر فيما قاله, ألم يقل ان زوجنك كادت ان تصرخ,ووضع يده على فمها ؟

Bence onun ağzına bi yumruk patlatmalısın.
أعتقد أنه ينبغي عليك أن تضع قبضتك في فمها.

Ne duruyorsun, vursana ağzına! - Vur bana!
لقد قالت اضربها هيا تفضل , اغتصبها فى فمها

Françoise pek sesini çıkartmadı ama ağzından çıkanları duysan şaşar kalırdın doğrusu.
كان سهلاَ أمر " فرانسوا "َ طلب الكثير لسحب القمامة من فمها

Dişi vampir için ağzından son anda alınmış... hiç ısırılmamış taze bir sandviç o çocuk.
انه مثل السندويتش المعضوض إليها الآن أزل من فمها في اللحظة الأخيرة

Gözleri, ağzı. Tarzı, kendinle alay etmesi.
عينيها, فمها, الطريقه التى تتماسك فيها الطريقه التى تسخر من نفسها

Tırtıl, kozasından ağzı silah tutan bir köpekbalığı olarak çıktı.
خرجت اليرقة من شرنقتها كسمكة قرش فمها مسدس

Evet, çünkü erkek arkadaşının dili ağzında olmadan 10 dakika vakit geçiremiyor.
أجل، لأنّها لا تستطيع إمضاء عشر دقائق بدون لسان صديقها في فمها.

Eğer kloroform kullanıyorsa ağzında ve burnunda yanma olması gerekmiyor mu?
ألا يعني استعماله للكلوروفورن وجود حروقات حول أنفها و فمها ؟

Gerçek bir süper kadın. Kapısını açmayan, çenesini kapatmayan.
المرأة الخرقة لا تستطيع ان تفتح ابوابها او تغلق فمها

Ancak bir sıçan yeme umuduyla karşılaşınca ağzının içinden çekiştiriyorladı.
لكن بمواجهة مشهد وجبة جرذ فقد كانت تسحبه خارج فمها

ağız çevresinde tükürük var.
لقد كانت تتنفس بعد إصابتها كان هناك لعاب على فمها

Yumruğum ağzındayken tükürmekte epey zorlanacak.
حسنا ً , ستعاني من صعوبة البصق عندما أدخل قبضتي في فمها

O ölü kadını dudaklarından öpebilirim.
يمكننى ان اُقبل تلك السيدة الميتة على فمها

Tehlikeli de degil, eger agzini saymazsan.
ليست خطيرة , إذا لم تحتسب فمها

Onu yakmalarından hemen önce Ağzındaki dikişleri yırtarak, onlara seslendi.
مباشرةً قبل ان يضيؤونها ،, تركو فمها مفتوح أكان يكون عليه

Ve ben daha bir şey bile yapamadan eğilip, ağzıyla külleri üflüyor.
وقبل أن أفعل أي شيء انحنت ونفخت الرماد عن البوكسر بواسطة فمها