"فنظر" - Traduction Arabe en Turc

    • baktı
        
    • der
        
    • bakıp
        
    Bana baktı, ve dedi ki, "Evet. Ya da belki tek tuvalete gitmek isteyen sizsiniz" TED فنظر الي وقال، نعم. أو انك الوحيدة التي اضطرت للذهاب الى الحمام.
    Bana garip bir şekilde baktı, duyamadığını düşündü. TED فنظر إلي مستغربا، ظانّا بأنه لم يسمعني بشكل جيد
    Deney çekimlerinin yapılacağı gün geldi ve arabamdan bu kıyafetle indim ve ekip bana baktı ... TED في يوم التصوير التجريبي، ترجَّلتُ من سيارتي في هذا الزي، فنظر إلىّ طاقمي،
    Cüce cin sarışına bakıp şöyle der: Open Subtitles فنظر الجني الخبيث للشقراءوقال:
    Adam bir arkadaşıma, bir de paraya baktı. Open Subtitles فنظر الفتى إلى صديقي .. ثم إلى ورقة ال 100 دولار ..
    Amcası ona baktı ve ondaki sarsılmaz inancı gördü. Open Subtitles فنظر اليه عمه ليدرك مدى عمق يقين هذا الرجل
    Yaşlı adam bana üzgün üzgün baktı, sanki kötü bir şey yapmışım gibi... Open Subtitles فنظر إليّ الرجل وقد إعتلى وجهه الحزن ، كأني خذلته
    Bana baktı ve gideceğini söyledi..., ...sonra bir kadınla tanışmış..., ...artık annemi sevmiyordu..., ...bende anneme ve kız kardeşime bakmak zorunda kaldım. Open Subtitles فنظر لي واخبرني انه راحل وسيلتقي امرأة ولم يعد يحب امي
    Doktor önce bana, sonra da yaralarıma baktı ve "Nevada mı? Open Subtitles ماذا يجب أن أفعل؟ فنظر إلي وإلى كدماتي، وقال، نيفادا؟
    Garip saçlı göze çarpan birisi bana doğru yürüdü, gözüme baktı ve dedi ki, Open Subtitles ذاك الرجل العنفوانيّ غريب الشعر سار إليّ مباشرةً، فنظر في عينيّ وقال
    Bu Avustralyalı-Hint kız, dışarı gelip ön bahçede dans etmeye başladı sonra babası tüm bu gürültü ve heyecanın ne olduğunu görmek için camdan dışarı baktı ve az sonra o da kızına katıldı. TED خرجت هذه الفتاة الأسترالية الهندية وبدأت في الرقص أمام منزلها فنظر أبوها من النافذة ليعرف سبب الضجة بالخارج وبعد قليل التحق بها
    Ve Aaron bana baktı, ben biraz sabırsızdım ve dedi ki, "Peki bahsettiğin bu sorunları nasıl çözeceksin? TED فنظر إلي آرون وقد كان قليل الصبر، ثم قال، "كيف ستقوم بحل المشاكل التي تتحدث عنها؟
    Hocam bana baktı ve dedi ki "Mellody, bu bir nefes tutma alıştırması değil. TED فنظر الي وأجاب: "ميلودي، لم يكن هذا تمرين بحبس النفس.
    Şaşkın şaşkın baktı ve: "Neden kendi kendini kontrol edip haber vermiyor ki?" dedi. (Gülüşmeler) "Çok zekice bir soru" deyip kaldım. TED فنظر إليَّ مشدوهاً وقال: "لما لا يتحقق الصندوق من نفسه ويخبرنا إذا كانت به أية رسالة؟" ففكرت: "هذا سؤال وجيه."
    Bana şöyle bir baktı, ve dedi ki "Deli kadın, deli kadın, nasıl olur da benim öğretmen olabileceğimi düşünürsün?" TED فنظر إليّ، وقال "إمرأةٌ مجنونة، أيتها المجنونة، كيف تظنين أنه يمكنني أن أصبح معلما؟"
    Bana şöyle bir baktı ve "Böyle mi başlayacaksın yani, balıklama dalarak?" TED فنظر إلىّ، تعلمون، نظرةً تقول، "هل ستبدأ اللقاء حقاً بهذه الطريقة؟؟"
    O koca gözleriyle bana baktı ve şöyle dedi: Open Subtitles فنظر إليّ بعينيه الكبيرتين وقال
    Onlar yeni modern fabrikaların birini dolaşıyorlardı ve Ford şakacı bir şekilde Reuther'e döner ve şöyle der; 'Hey Walter, sendika aidatlarını ödemek için bu robotları nasıl alacaksınız? TED كان الرجلان يقومان بجولة في أحد المصانع الحديثة الجديدة، فنظر فورد إلى رويتر قائلا، "يا والتر، كيف ستجعل هذه الروبوتات تدفع الرسوم النقابية "؟
    Salyangoza bakar ve şöyle der: Open Subtitles شاهد ذلك الحلزون مرة أخرى ... فنظر إليه
    "Tamam, köydeki yaşlı adama gidip burada ne yetiştirebileceğimi soracağım" dedim. Sessizce bana bakıp şöyle dedi: "Şunları, şunları ve şunları ekersen yetişecektir." TED وقلت: "حسناً سأذهب إلى الرجل الكبير في القرية وأقول: ما الذي يجب أن أزرعه في هذه البقعة؟" فنظر إليّ بهدوء وقال "تبني هذا وتبني هذا وتضع هذا وسيعمل"
    General ona bakıp, "Bak ne diyeceğim?" der. Open Subtitles فنظر إليه الجنرال قائلاً أتعلم"

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus