Demek bu yüzden o kadar kızgın. Bilgisayarına baktığın için mi? | Open Subtitles | إذن فهذا هو سبب غضبها منك لأنك اطلعت على حاسبها؟ |
İrtibat kurmaktan daha iyisini yaptım. bu yüzden beni seçtiniz değil mi? | Open Subtitles | سأقول أني قمت بأكثر من مجرد تواصل إعترفي فهذا هو سبب إختياركِ لي, صح؟ |
bu yüzden onun numarasını aldık o zaman. | Open Subtitles | إذن فهذا هو سبب حصولنا على رقمه |
bu yüzden burada çalışmaya başladım. | Open Subtitles | لذا فهذا هو سبب قدومي للعمل هُنا |
Demek bu yüzden o nükleerleri taşıdınız. | Open Subtitles | إذاً فهذا هو سبب تحريك الرؤوس النووية |
Hepiniz bu yüzden buradasınız. | Open Subtitles | فهذا هو سبب تواجدنا جميعاً |
Benimle uğraş Tanner, bu yüzden buradasın. | Open Subtitles | هاجمني أنا يا (تانر)، فهذا هو سبب وجودك هنا |