Eğer birisi sizi yolda durdurursa onun, senin dördüncü karın olduğunu söylersin. | Open Subtitles | اذا اى شخص استوقفك فى الطريق يجب ان تقول انها زوجتك الرابعة |
yolda daha çok dart var ve çoktan yere adam indirdiler. | Open Subtitles | لدينا اسهم طائرة اخري فى الطريق ولديهم افراد فى موقع الانقاض. |
Şimdi anımsıyorum, bir yıl önce yolda iki kişi vardı, otomobili giderek daha hızlı sürüyordum! | Open Subtitles | الآن إننى أتذكر منذ عام مضى كان هناك شخصان يسيران فى الطريق و كنت أقود السيارة مسرعاً |
Hayır. Beni geri aramanıza gerek yok. Oraya Geliyorum. | Open Subtitles | لا , إنسى أن أتصل بك ثانية أنا فى الطريق |
Öteki yoldan başaramayacaklarını daha önce anlamalılardı. | Open Subtitles | فى الوقت المناسب ادركوا انهم لم يكونوا سينجحوا فى الطريق الاخر |
Yoldayım. Liman ve Havacılık'ı istiyorum. | Open Subtitles | إنى فى الطريق وبحاجة إلى دعم بحرى وطيران |
Polis çağırdım. Yoldalar. | Open Subtitles | ، لقد إتصلت بالشرطة إنها فى الطريق إلى هنا |
Başladığım yolda gitmek zorundayım. Kendi görüşüm doğrultusunda davranmalıyım. | Open Subtitles | لابد ان استمر فى الطريق الذى بدأته, حسب ما اراه مناسبا من وجهة نظرى |
Diğer ihtiyaçlarımızı yolda alırız. Kırmızı çantayı ver. | Open Subtitles | .سنشترى باقية الحاجيات فى الطريق أعطنى تلك الحقيبة الحمراء |
Hayır, ama yolda çıkabilecek bazı engelleri hesaba katmıştım. | Open Subtitles | لا, و لكننى توقعت ظهور بعض العقبات فى الطريق |
Sonraki yaz, kırsal bir yolda, sürücü adayı ehliyetiyle babası sağında oturur halde giderken, kirpiye çarpmamak için yoldan saptı büyük bir ağaca bindirdi. | Open Subtitles | حسناً فى الصيف التالى فى الطريق الريفى و معه تصريح التعليم و كان أبوه فى المقعد الأمامى على يمينه و قد انحرف ليتجنب قنفذاً |
Çanta yanımda götürdüklerim için değil, Colson. yolda bulacaklarım için. | Open Subtitles | حَسناً، الحقيبةليست لما احمله كولسون ولكنها لما سوف احصل عليه فى الطريق |
Anlaşıldı. Kol başı sığınak buldu. İki, yolda. | Open Subtitles | هناك مخابئ فى المنطقه اثنان منهم فى الطريق |
Anlıyorum ama en azından doğru yolda olup olmadığımı anlamam için dosyalarınıza bakabilirsiniz. | Open Subtitles | أنا أقدر هذا لكن ربما يمكنك فحص الملفات و تتأكدى أننى فى الطريق الصحيح |
Doğru yolda gidiyoruz, Büyük Vadi ye! | Open Subtitles | نحن نسير فى الطريق الصحيح الطريق الى الوادى العظيم |
yolda anlatırım çünkü iki saat içinde Las Vegas'da olmamız lazım. | Open Subtitles | سأخبرك فى الطريق , علينا الوصول إلى لاس فيجاس" خلال ساعتين" |
İki çocuğu olan, bir tane de yolda olan tek kişi sensin. | Open Subtitles | أنت الوحيد فينا الذى له طفلان وواحد فى الطريق. |
- Evet, devam edin, Binbaşı. - Destek kuvvetleri yolda, efendim. | Open Subtitles | حسنا أيها الميجور الإمدادات فى الطريق يا سيدى |
Telefona bakma. Kapıyı açma. Geliyorum. | Open Subtitles | لا ترد على الهاتف ولا ترد على الباب أنا فى الطريق أين أمي؟ |
Benim. Hemen sizin oraya Geliyorum. | Open Subtitles | إنه أنا أنا فى الطريق إليك الآن |
yoldadır. Nasıl ulaşacağımı - | Open Subtitles | إنه فى الطريق الآن لا أعرف كيف؟ |