O oldukça iyi. Hayatı boyunca bir gün bile hastalanmadı. | Open Subtitles | حسنا ان صحته ممتازه لم يمرض يوما فى حياته |
Zamanımın olmadığı tek şey dini bir söylev hem de 200 yaşındaki bir adamdan ki o Hayatı boyunca hiçbir zaman çalışmak zorunda kalmamış. | Open Subtitles | لا ما ليس لدى وقت له هو الخطب الأخلاقية من رجل عمره 200عام لم يحتاج للعمل يوم واحد فى حياته |
Hayatı boyunca tek kelime etmedi ama şimdi çenesi kapanmıyor. | Open Subtitles | إنه لم يقل كلمة فى حياته.الآن إنه لا يصمت أهلا ماكس |
Eski Hayatında bir uyuşturucu çetesinde teğmendi. | Open Subtitles | حسنا , فى حياته السابقة ,كان مُلازم فى عصابة مخدرات |
- Hank Quinlan Hayatında bir dolar bile almamıştır. | Open Subtitles | -إن " هانك كوينلان " لم يأخذ دولاراً فى حياته |
hayatındaki onca şey içinde en çok onunla gurur duyuyordu. | Open Subtitles | كان فخورا به اكثر من أي شيء فى حياته كلها |
hayatının en güzel gecesiymiş. | Open Subtitles | ويقول إنها أمسية رائعة لم يمضى مثلها فى حياته |
O Hayatı boyunca bocalayıp duracak... ne olursa olsun bu hep böyle olacak. | Open Subtitles | دائما وأبدا سيكون هناك صراع وكفاح فى حياته بغض النظر عن ماذا يحدث من حوله |
45'inde yaşlılıktan ölmüş ve Hayatı boyunca 10 dolardan fazla toplu para görmemiş bir adam. | Open Subtitles | وكان يذهب إلى الكنيسة كل أحد والذىتوفىعن عمر45عاماً... والذى لم يمتلك فى حياته عشرة دولارات دفعة واحده. |
Hayatı boyunca sadece iki kez ceza yemiş. | Open Subtitles | لقد حصل على صدمتين سريعتين فى حياته. |
O tüm Hayatı boyunca bu surların üzerinde olmuş. | Open Subtitles | إنه بين هذه الأسوار كل يوم فى حياته |
Hayatı boyunca her gün bunu düşünmek zorunda zaten. | Open Subtitles | هوا يجب ان يفكر فى هذا كل يوم فى حياته |
Columban Hayatı boyunca 300 kitap yazdı. | Open Subtitles | القس "كولمب" كتب أكثر من 300 كتاب فى حياته |
Sanırım bu bütün Hayatı boyunca en mutlu andı. | Open Subtitles | ...اعتقد ان هذا كان اسعد لحظة فى حياته كلها |
Hayatı boyunca hiçbir kızla yatmamış. | Open Subtitles | لم يفعلها فى حياته |
Hayatında bir itaatkâra ihtiyacı var. | Open Subtitles | هو يحتاج الى شخص خاضع فى حياته |
Hayatında bir başkası da vardı. | Open Subtitles | كان هناك شخص آخر فى حياته |
- Hayatında bir kadın var. | Open Subtitles | هناك امرأه فى حياته |
Yasakların kaldırılmasından birkaç ay sonra, Hz. Muhammed'in eşi ve hayatındaki mihenk taşı Hz. Hatice vefat etmiştir. | Open Subtitles | بضعة شهور بعد رفع الحظر زوجة محمد والصخرة الثابتة فى حياته |
Şu anda onun hayatındaki en iyi şey sensin. | Open Subtitles | إلى الآن أنتى أفضل شيء حدث فى حياته |
- hayatının en büyük düşmanına dik dik bakmak her zaman olan bir durum değil | Open Subtitles | يجب ان تعذرنى سيدى لو بدا انى ادقق النظر هذا لا يحدث غالب ان يستطيع رجلا ان يحملق فى تلك اللعنه الكبرى فى حياته. |
hayatının en mutlu anında, biz ona kızıyoruz. | Open Subtitles | تلك هى اسعد لحظه فى حياته وانتم يا شباب تفسدون عليه وقته |