Ama sana söz veriyorum, mahkeme salonunda bir saniye bile geçirmeyeceğim. | Open Subtitles | ، ولكنى اعدك انا لن امضى ثانية واحدة فى قاعة المحكمة |
Artık askeri öğrenci olduğun için subay salonunda içebilirsin biliyorsun değil mi? | Open Subtitles | تعلم أنه يمكنك الشرب فى قاعة الضباط بما أنك طالب عسكرى الآن |
Bakın, Sir Wilfrid, mahkeme salonunda aşırı heyecandan kaçınmalısınız. | Open Subtitles | الآن يا سير ويلفريد ، فى قاعة المحكمة يجب أن تتجنب المغالاة فى الاٍثارة |
Ama bu mahkeme salonunda olanların yankıları gelecekte daha iyi anlaşılacak. | Open Subtitles | و لكن أى تداعيات عميقة عما حدث فى قاعة المحكمة هذه سوف يعرف فقط للمستقبل |
O ifade Mahkemede okunsun ister misiniz? | Open Subtitles | أتريدين هذه الشهادة أن يتم قرأتها فى قاعة المحكمة ؟ |
Bilardo salonundaki kadın, insanların bir tür Kızılderili efsanesinden korktuklarını söyledi. | Open Subtitles | المرأة فى قاعة البلياردو قالت أن الجميع خائفون من أسطورة هندية |
Sanık suçlu değildir... ama bu mahkeme salonunda suçlu olan biri vardır. | Open Subtitles | المتهم غير مذنب ولكن شخص ما فى قاعة المحكمة مذنب |
Sanık suçlu değildir... ama bu mahkeme salonunda suçlu olan biri vardır. | Open Subtitles | المتهم غير مذنب ولكن شخص ما فى قاعة المحكمة مذنب |
Konsey salonunda ya da burada, banyoda senin hizmetkarınım. | Open Subtitles | أنا خادمك في قاعة المجلس، أو هنا فى قاعة الاستحمام |
Ağustosta hala Amberson salonunda çalışmaya devam ederse. | Open Subtitles | خاصة إذا كان يعمل فى قاعة أمبرسون فى أغسطس |
Belki bir mısır tarlası için evet, ama olay duruşma salonunda gerçekleşti. | Open Subtitles | نعم ، ربما فى حقل ذرة ، لكن هذه الحادثة فى قاعة المحكمة |
Mahkeme salonunda gurura yer yoktur. | Open Subtitles | لا يوجد مكان إطلاقاً للكبرياء فى قاعة المحاكمة |
Çocuklar, yemek salonunda sizin için çok güzel ev yemeğimiz var. | Open Subtitles | حصلنا على سكن رائع الفطور مطهو فى قاعة الطعام |
Rehinelerin zemin katta, balo salonunda tutulduğunu düşünüyoruz. | Open Subtitles | و نحن نعتقد انهم يحتجزونهم فى قاعة الرقص بالدور الارضى |
Üçüncü gece yemek salonunda dans düzenleniyor. | Open Subtitles | فى الليلة الثالثة يوجد حفل رقص كبير فى قاعة العشاء الرئيسية |
Yemek salonunda nöbetteydim. | Open Subtitles | كنت أودى الخدمة فى قاعة الطعام |
Bu mahkeme salonunda, neyin doğru neyin yanlış olduğuna ben karar veririm. | Open Subtitles | فى قاعة القضاء ، أنا فقط من يقرر ماهو الجيد أو الغير جيد ... |
- 27 dakika sonra California salonunda? | Open Subtitles | بعد 27 دقيقة فى قاعة كاليفورنيا؟ |
Bu mahkeme salonunda bir işe yaramaz. | Open Subtitles | ــ هذا ما أقصده لا أريد هذا فى قاعة المحكمة... |
Sizin Adalet salonunda devasa heykelleriniz, büyük abideleriniz olmalı ya da onun gibi bir şey. | Open Subtitles | ينبغى أن يكون لهم تماثيل عملاقة... . نصب تذكارى كبير فى قاعة العدالة أو شيئاً ما. |
Mahkemede kullanılabilir ümidiyle... herşeyi ortaya döküp tasniflemek. | Open Subtitles | نعم, هذا كل شيىء نضع كل شيىء فى أكوام أنيقه ثم نحفظهم فى ملفات 000 لإحتمال الإحتياج إليهم فى قاعة المحكمه |
- Bilardo salonundaki kadın onun kardeşi miydi ? | Open Subtitles | هل المرأة التى كانت فى قاعة البلياردو أخته ؟ |