Fakat tüm Vegas bahisçileri aklı olanın parasını Bette Davis'e yatırmasını söylüyor. | Open Subtitles | كل المقامرين في فيقاس يقولون أن الرهان الآمن على بيتي ديفس |
Phil'in gelecek ay için Vegas'la ilgili anlatacakları var, bebeğim. | Open Subtitles | فيل لديه الكثير ليخبرك به عن فيقاس الشهر المقبل , ياعزيزي |
Çocuklar, dört hafta yazın ortasında Vegas'ta. | Open Subtitles | شباب , اربعة اسابيع في فيقاس في منتصف الصيف ؟ |
Temmuz'da dört haftasını Vegas'ta geçirmeyi kim ister söyler misin? | Open Subtitles | من الذي يريد ان يقضي اربعة اسابيع في فيقاس في شهر يوليو |
Vegas'a gitmek istemiyor musun? | Open Subtitles | اانت لا تريد الذهاب الى فيقاس ؟ اهي حارة جدا ؟ |
Ben mi öyle düsünüyorum yoksa bu Sheldon'in "Vegas bebegim!" deme sekli miydi? | Open Subtitles | "هل هو فقط انا أم هذه هي طريقة "شيلدون ! "في قول "فيقاس |
Vegas'taki hangi başıboş canavar olursa olsun bunlar, çölde bulduğunuz meçhul şahsın ölüm nedeni değil. | Open Subtitles | , مهما كان الوحش الطليق في فيقاس . هذه المسمى بالعضة لم تكن من قتلت المتوفى هنا |
Reklam şirketi temsilcisi, bana, o emlak şirketinin bu reklamlardan, Vegas'ın çevresine 5 tane daha yerleştirdiğini söyledi. | Open Subtitles | ممثل شركة الإعلانات اخبرني ان وكالة العقارات وضعت خمسة من نفس الإعلانات في انحاء فيقاس |
Vegas'daki 6000 dolarlık kral dairesini daha içine ayak basmadan çarçur etmeye hevesliydin. | Open Subtitles | كنت مستعد لان ترمي بدلة رائعه بقيمة 6.000 دولار في فيقاس وانت لم تفكر ان ترى فيقاس؟ |
Belki de Vegas'a gidiyoruzdur lan. | Open Subtitles | تباً, ربما نحن ذاهبين إلى فيقاس يا عزيزي |
Evli bir adamı Vegas'a götürmek gibi. | Open Subtitles | مثل إحضار رجل متزوج إلى لاس فيقاس إذاً أنا أفكر في مطعم ستيك هاوس |
Vegas'ta fazla vakit geçirirdi, Rod Stewart ve bazı sihirbazlarla vakit harcardı. | Open Subtitles | لقد كان يتسكع كثيراً في فيقاس, يقضي الكثير من الوقت مع رود ستيوارت و مع بعض السحرة |
90'ların ortasında Vegas'tayım. | Open Subtitles | سابقًا في متوسط التسعينات , كنت في فيقاس |
Darko, Vegas'a götüreceği kızla buluşması için onu bırakmamı istedi. | Open Subtitles | داركو يريدني أن أوصله ليقابل فتاة , التي ستذهب به الى فيقاس |
Hayır, o kapı üniversitede Akapella gurubumla Vegas'taki gecemize dek kapalı kalacak. | Open Subtitles | لا , هذا سوف يظل مغلق حتى نقضي ليله في فيقاس مع مجموعتي اكابيلا الجامعيين |
Las Vegas için, Patricia'nın girişinde benim adımla Rafael'inkini değiştir . | Open Subtitles | بخصوص لاس فيقاس أنقلي أسم (رافائيل) بدل أسمي ليكن مع (باتريسيا) |
Şimdi baylar beni duydunuz Beni Las Vegas kalitesi için işe aldınız. Onu size getirdim. | Open Subtitles | " لقد وظفتموني لأنكم اردتم مواصفات " لاس فيقاس فجلبتها لكم |
- Vegas'a dönmek istemiyorum. | Open Subtitles | " لا يمكنني العودة إلى " فيقاس - لا يهمني هذا انهض - |
Bu gece Vegas'ta bahisler alışılmadık oranda, 1000'e 0. | Open Subtitles | إن كان هذا صحيحاً احتمالات فيقاس الليلة لم يسبق لها مثيل ألف مقابل صفر احتمالات تنشر قبل النزال تحمل احتملات فوز كل طرف من أجل المراهنات |
Hızlı bir şekilde Bar Mitzvah almak için Vegas'a gittiler. | Open Subtitles | إنهم في فيقاس يقومون بمراسم تحويل سريعة |