Vivian'ın eşyaları arasında bulduğum bir diğer şey de bir mektuptu. | Open Subtitles | شيء آخر عثرت عليه في أغراض فيفيان هذه الرسالة |
9 yaşımdayken annemin eşyaları arasında bi kurşun bulup yuttum. | Open Subtitles | كُنت في التاسعة عندما وجدت رصاصة في أغراض أمي، قُمت ببلّعها. |
14 yıl önce, babamın eşyaları arasında birkaç şey buldum. | Open Subtitles | قبل 14 عام، وجدت شيئين في أغراض أبي |
Eşinin eşyalarına göz atmamız gerek. Hemen. | Open Subtitles | نحن بحاجة للنظر في أغراض زوجتك. |
Bu resmi, Jenna'nın eşyalarının arasında buldum. | Open Subtitles | انها صورةُ وَجدتُها في أغراض جينا. |
Lyla'nın eşyaları arasında doğum kontrol hapları buldum. | Open Subtitles | وجدت حبوب منع الحمل في أغراض (ليلى)؟ |
Lyla'nın eşyaları arasında doğum kontrol hapları buldum. | Open Subtitles | وجدت حبوب منع الحمل في أغراض (ليلى)؟ |
Bunu Terry'nin eşyaları arasında buldum. | Open Subtitles | وجدت هذه في أغراض (تيري) |
Ve Fet'in kişisel eşyalarına bakarak ki bunu yapmayı kimseye önermem bir termometre buldum. | Open Subtitles | و قد بحثتُ في أغراض "فيت" الشخصية الذي أوصي ألا يعبث بها أحد و وَجدتُ مقياس حرارة |
- Stuart, neden annemin bütün eşyalarına bakıyorlar? | Open Subtitles | (ستيورات)، لماذا يفتشون في أغراض أمي؟ |
Bunu Edgar'ın eşyalarının arasında buldum. | Open Subtitles | (لقد عثرت على هذه في أغراض (إدحجار |