Yani, ilk seferinde doğru erkek için bekledin. | Open Subtitles | أعني، أنتِ انتظرتِ الرجل الصحيح في أول مرة |
Bunun için silahı eline alman gerek, o zaman anlarsın ilk seferinde bana da olmuştu. | Open Subtitles | أظن انه عندما تمسك بالبندقية في يدك يتضح لك كل شيء كما حصل ذلك معي في أول مرة |
Gözlerine ilk kez baktığımda sende özel bir şey olduğunu biliyordum. | Open Subtitles | في أول مرة وقعت فيها عيناي عليك عرفت أن هناك شيء مميزاً بشأن هذا الشخص |
İlk kez gördüğümde, "Bill, harika bir saatin varmış" dedim zaten duymakta güçlük çekiyordu, bıraktım Kore'yi anlatmaya devam etti. | Open Subtitles | أذكر في أول مرة رأيتها قلت بيل تلك ساعة رائعة التي لديك هناك وكان سمعه ثقيل |
İlk seferde biz bunu düzgün yapmamıştık. | TED | وفي الحقيقة لم نتلقاها صحيحة في أول مرة. |
Tütsüden bahsetmiyorum bile, başta güzel kokuyor aslında. | Open Subtitles | ولا داعِ لذكر البخور، الذي تبدو .. رائحته جيدة في أول مرة |
İlk sefer söylediğim gibi... birini buradan ayırmak kolay değil. | Open Subtitles | كما قلت في أول مرة كنت بها هنا ليس من السهل على أحد أن يكون معزولا |
John Tucker'la ilk konuştuğum zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا في أول مرة قابلت جون تاكر |
Burası Afrika, bizim ilk gidişimiz. İkimizin de ilk defa Afrika'ya gidişiydi. 1993 Sonbaharı. | TED | كانت تلك في أفريقيا، في أول رحلة لنا، في أول مرة لكلينا أن يذهب الى افريقيا، في خريف عام 1993. |
Ne derler bilirsiniz. İlk seferinde başaramazsan... | Open Subtitles | وتعرفين ما يقولونه إذا لم تنجح في أول مرة |
Neden ilk seferinde yapmadın? | Open Subtitles | إذنْ ، لِمّا لم تُصلحه جيّداً في أول مرة ؟ |
Ayrıca, şu kızı da ilk seferinde bir başına gönderdin. | Open Subtitles | وتركتي هذهِ لتتجول بمفردها في أول مرة لها؟ كان يمكن أن يحدث أي شيء |
Bilmiyorum. İlk seferinde pek de başarılı olmamıştı. | Open Subtitles | لا أعرف، قد لا يكون نجاحاً باهراً في أول مرة |
Onun adını ilk kez duyuşum Mike Theodore'un beni arayıp, şu sözleri sayesinde olmuştur, | Open Subtitles | دينيس كوفي : في أول مرة أتذكر . أني لاحظته مايك ثيودر كلمني : على الهاتف يوما ما وقال |
Karşı tarafa geçmeye alışması zaman alır. İlk kez geçtiğimde bana da çok garip gelmişti. | Open Subtitles | العبور يحتاج بعض الإعتياد ، أتعرف لقد كان غريباً عليّ أيضاً ، في أول مرة |
İlk kez sarhoş olduğunda işediğin o heykeli görmek ister miyim bilemiyorum. | Open Subtitles | لا أظن أن بأستطاعتك التغلب على حكاية التمثال الذي تبولت عليه في أول مرة سكرت فيها |
İlk seferde hayır desem, ikinci seferde evet der miyim? | Open Subtitles | رفضت في أول مرة فلمَ تظنين بأني سأقبل في المرة الثانية؟ |
İlk seferde kendisiyle gurur duyuyordu. | Open Subtitles | لقد كان فخورا جدا بنفسه في أول مرة فعل ذلك بها |
İlk seferde kendisiyle gurur duyuyordu. | Open Subtitles | لقد كان فخورا جدا بنفسه في أول مرة فعل ذلك بها |
Herkes başta tedirgin oluyor. Sonra sevmeyi öğreniyorsun, değil mi? | Open Subtitles | يتوتر الجميع في أول مرة ولكنهم يحبونه لاحقاً صحيح؟ |
İlk sefer heyecanı. Bir dahaki sefere daha iyi yaparım. | Open Subtitles | توتر في أول مرة سأكون أفضل المرة القادمة |
John Tucker'la ilk konuştuğum zamanı hatırlıyorum. | Open Subtitles | أنا في أول مرة قابلت جون تاكر |
İlk defa seks yaptığımda yaşadığım hayal kırıklığını tahmin edebilirsiniz. | Open Subtitles | تستطيع أن تتخيل خيبتي في أول مرة مارست الجنس |
Çünkü bazı şeyler ilk yaptığında eğlenceli olabilir fakat sonra pek de eğlenceli olmazlar. | Open Subtitles | حسنا،بعض الأشياء تكون ظريفة في أول مرة تجربها، ولكن.. .. لا تكون كذلك بعدها |
Çalıştırıcısının onun tutarlılığa olan nefretini anladığına emin olmak için ilk antremanında orada olmak istiyorum. | Open Subtitles | أريد أن أكون هناك في أول مرة يذهب فيها إلى هناك |