bir gece kapıya yaklaştıklarında onları gördüm ve onlara aniden bağlandığımı hissettim. | TED | رأيتهم في إحدى الليالي يقتربون من البوابة حينها، شعرت اتصالًا مباشرًا بهم. |
bir gece, sonsuz otel sonsuz sayıda konukla tamamen dolu, bütün odalar ayırtılmıştır. | TED | في إحدى الليالي ، امتلأ الفندق اللانهائي حجزت كل غرفه من قبل عدد لانهائي من الزبائن. |
bir gece oturuyordum ve ürkütücü bir şeyler hissettim, izleniyorum gibi bir histi. | TED | و في إحدى الليالي كنت جالسة هناك و شعرت بهذا الشعور المخيف حقاً، شعور كأنك مراقب. |
Posta kutumda bir gece bir zarf buldum. | Open Subtitles | في إحدى الليالي وجدت ظرفاً في صندوق بريدي |
bir akşam denize giriyordum. Giydiğim tek mayo tenimdi. | Open Subtitles | في إحدى الليالي ذهبت لأسبح كما ولدتني أمي |
bir gece yatağıma yattığımda çocuktum, ve uyandığımda büyümüştüm. | Open Subtitles | ذهبت إلى السرير في إحدى الليالي وكنت طفلا وعندما استيقظت أصبحت كبيرا أوه صحيح .. |
bir gece korkuyla uyanır ve tekrar uyuyamaz. | Open Subtitles | في إحدى الليالي استقظ خائفاً ولم يستطع العودة للنوم |
bir gece yatağımda yatıyordum ve sen içimde kıpırdadın. | Open Subtitles | في إحدى الليالي كنت مستلقية في السرير و تحركت في داخلي |
bir gece yarısı... burada oturuyordum. | Open Subtitles | في إحدى الليالي و بعد منتصف الليل كنت في مكان قريب أعمل و كان قد ذهب |
Efsaneye göre, delirmiş babasının bir gece suratını baltayla parçalaması sebebiyle şekil bozukluğuna uğramış bir adamdı. | Open Subtitles | الأسطورة تقول بأنه كان رجلاً مشوهاً أصيب والده بالجنون وضربه على وجهه بفأس في إحدى الليالي |
bir gece uyandım, gece yarısıydı... ve bunu yapabileceğimi biliyordum. | Open Subtitles | أستيقظت في إحدى الليالي وفيمنتصفالليلة... عرفت أنني أستطيع القيام بذلك |
bir gece, Colorado Avalanche oyuncusu Mike Ricci kupayı bir partiye götürdü Cheryl kupayı öptü ve dokuz ay sonra Stanley dünyaya geldi. | Open Subtitles | في إحدى الليالي, مايك ريتشي كولورادو أفلانش .جلب الكأس إلى حفلة قبلت شيرلى الكأس و بعد 9 أشهر ولد ستانلي |
bir gece, kafayı buldu. Bazı korkunç şeyler yaptığını söyledi. | Open Subtitles | في إحدى الليالي ، إنهارت قالت بأنها قد قامت بأمور فظيعة |
Belki bir gece bana uğrayabilir. | Open Subtitles | ربما ينبغي أن تأتي خطيبتك في إحدى الليالي |
Ve çok yorgun olduğun bir gece tekrar öldürürsün ya da seni öldürmesine izin verirsin en azından bu şey sona ersin diye. | Open Subtitles | وحينما تكونين متعبةً جداً لقتلها مجدداً في إحدى الليالي تدعها تقتلك لكي تتمكنين على الأقل |
Eve yürürlerken, bir gece, bir minübüs yaklaşıyor ve iki eleman onları almak için dışarı fırlıyor. | Open Subtitles | لقد كانوا يتمشون الى البيت في إحدى الليالي ثُم ظهرت عربة فيها شخصان حاولوا خطفهم |
Düşünüyordum da... ..neden bir gece buluşup beraber takılmıyoruz? | Open Subtitles | .. راودتني فكرة لماذا لا نفعل أمراً سوياً في إحدى الليالي عوضاً عن التسكع ؟ |
Sonra bir gece neden sürekli o saatte orada olduğumu sordu. | Open Subtitles | لكن في إحدى الليالي سألني لماذا كنت دائما هناك حتى وقت متأخر؟ |
Ama bir gece geç vakit, saat 11'den sonra ki genelde saat 9'da yatar bana baktı ve Hawaii'ye dönüp kötü adamın başka kimseye zarar vermemesini sağlamam gerektiğini söyledi. | Open Subtitles | في إحدى الليالي كان الوقت متأخر 11: 00 عادةً تذهب للفراش عند 9: 00 |
bir akşam kulüpteydim, sonra ufak tefek bir beyaz hatunla tanıştım tamam mı? | Open Subtitles | في إحدى الليالي بالملهى إلتقيت فتاة بيضاء |
bir akşam, eve geldim. Benim kurabiyelerimi yemiş. | Open Subtitles | في إحدى الليالي أتيت المنزل وقد أكل بسكويتي |