Ve aniden, ışıklar tünellerde yanıp sönmeye başladı. | Open Subtitles | وفجأة رأيت أضواءً . تومض على نحوٍ متقطع في الأنفاق |
Fakat son üç günde tünellerde ilerleme olmadı. | Open Subtitles | و لكن في الثلاثة الأيام الأخيرة لم يكن هنالك نشاطات في الأنفاق |
Yok canim. Babamin dostlari eskiden esleri onlari kapi disari ettiklerine tünellerde yasayacaklarina dair aralarinda sakalasirlardi. | Open Subtitles | كلا ، بل زملاء أبي، حيث أنّهم يمزحون بأنّهم يعيشون في الأنفاق عندما تطردهم زوجاتهم |
Ama sürünerek gelmedim, metro istasyonunda dans eden gençler gibi gururlu bir şekilde dileniyorum. | Open Subtitles | وإنما استجداء بكبرياء، مثل أولئك الفتيان الذين يرقصون في الأنفاق |
Metrodaki siginagi mi diyorsun? | Open Subtitles | لاتخبرني أنك لا تعرف القبو في الأنفاق |
Tünellerdeki sıcaklık genelde 38 derecelerde seyreder ama bazen 48 dereceye kadar çıkar. | Open Subtitles | درجة الحرارة في الأنفاق عادة تحوم لحوالي 100 درجة، وتصل أحياناً لـ 120. |
Rahip ve rahibelerin gizli tünellerde buluşup seks yaptıklarına dair söylentiler var. | Open Subtitles | يقال أن الكهنة و الراهبات تجتمع لممارسة الجنس في الأنفاق السرية. |
{\fs28\cH46E9A3}Yetkililer insanların yakındaki tünellerde yendiğini söylüyor. | Open Subtitles | القرويون يقولون بأن الناس كان يتم أكلهم في الأنفاق القريبة من هنا |
Alev üstüne kadar gelirse, tünellerde gaz var demektir. | Open Subtitles | إذا كان اللهب يتجه إلى الأعلى مما يعني أن هناك غاز في الأنفاق |
Daha erken gelmek istedim, fakat saklanıyordum... yani, tünellerde. | Open Subtitles | أردت القدوم قبل الآن لكنّي كنت مختبئاً في الأنفاق |
Bu güçler bize tünellerde gizlenelim diye verilmedi. | Open Subtitles | لم يتم إعطائنا تلك القوى حتى نختبئ في الأنفاق |
Resmi hikaye tünellerde bir çeşit hayvan olduğu gerçeğine mi dayandırılacak? | Open Subtitles | ستكون القصة الرسمية أن نوع ما من الحيوانات المتحوشة كان بالأسفل في الأنفاق مع هؤلاء الرجال ؟ |
Resmi hikaye tünellerde bir çeşit hayvan olduğu gerçeğine mi dayandırılacak? | Open Subtitles | ستكون القصة الرسمية أن نوع ما من الحيوانات المتحوشة كان بالأسفل في الأنفاق مع هؤلاء الرجال ؟ |
Evet, yerel halkın çoğunun en az bir aile üyesi tünellerde çalışıyor. | Open Subtitles | واحد على الأقل من أفراد العائلة يعمل في الأنفاق |
Dediklerine göre istasyonda büyüdüysen yeraltındaki tünellerde yaşamaktan doğal olarak agorafobi geliştirirmişsin. | Open Subtitles | يقولون أنك لو وُلدت ونشأت في محطة ينمو لديك خوف من التواجد بالأماكن المكشوفة بسبب العيش على الأرض ، في الأنفاق |
tünellerde putunu arıyordur muhtemelen. | Open Subtitles | لا بد له من أن يكون في الأنفاق البحث عن معبوده. |
İlk işim metro istasyonunda metro jetonları tahsil etmekti. | Open Subtitles | وظيفتي الأولى كانت تجميع العملات في الأنفاق |
Hayatımı boşa harcayacağıma gidip metro istasyonunda müzik yaparım- | Open Subtitles | على الأحرى سوف أتجول في الأنفاق ... بدلا من أن أضيع حياتي |
Metrodaki insanları arama. | Open Subtitles | أنتَ تتصل بأناس في الأنفاق |
- Tünellerdeki rakamlara benziyor. | Open Subtitles | إنها مثل الأرقام في الأنفاق |
Kavgaları tünelde ya da otoparkta tutmaya gayret edelim. | Open Subtitles | فلنحآول أن نبقي صراعاتنا في الأنفاق ، أو في مواقف السيارات ، أكثر |
Metro kartları gerçektir Jack, onları metroda kullanırsın. | Open Subtitles | بطاقات قطار النفق أشياء حقيقة ,جاك تستخدمهم في الأنفاق |