Zor zamanlarda insanların, inanacak bir şeye ya da kişiye ihtiyacı olur. | Open Subtitles | في الأوقات العصيبة يحتاج الناس شيئاً أو شخصاً ما ليؤمنوا به |
Bunun gibi Zor zamanlarda bizleri arkadaşlarla ödüllendirdiğin için şükrediyoruz. | Open Subtitles | نشكرك عل نعمة الصحبة، في الأوقات العصيبة كهذه. |
Bunu bir ceza olarak değil bu Zor zamanlarda kullanışlılığını ispatlamak için fırsat olarak düşün. | Open Subtitles | هذاليسنوعاًمنالعقابوإنما .. فرصة لأثبات أنكَ عديم الفائدة في الأوقات العصيبة |
Zor zamanlarda bile fedakarlığa direnmenin doğamızda olduğunu biliyorum ama eğer fedakarlık etmezsek Noel'den vazgeçmemiz gerekebilir. | Open Subtitles | أعلم انها من طبيعتنا ان نقاوم التضحية حتى في الأوقات العصيبة لكننا اذا لم نفعل قد يجب علينا ان نتخلى عن عيد الميلاد جميعا |
Zor zamanlarda umuttur. | Open Subtitles | الأمل الحاضر جداً في الأوقات العصيبة |
Zor zamanlarda nesneler anlam taşıyor. | Open Subtitles | تتضمن الأشياء معنى في الأوقات العصيبة. |
Tracy, tanrının savunmaya ihtiyacı olduğundan değil ama savaş yaşamış birisi olarak inancım, benim Zor zamanlarda rahatlamamı sağladı. | Open Subtitles | .. ترايسي)، لا أقصد أن الرب بحاجة للدفاع) .. ولكن بما أنني شخص خاض معارك وجدت أن إيماني يريحني في الأوقات العصيبة |
Zor zamanlarda. | Open Subtitles | "في الأوقات العصيبة" |