Masrafları karşılayıp alimleri, yaşamaları ve çalışmaları için İskenderiye'ye | TED | دعا العلماء للعيش والدراسة في الإسكندرية على نفقته الخاصة. |
III. Ptolemy İskenderiye'de demirlemiş her geminin kopyalaması için kitaplarını teslim etmesini gerektiren bir yasa çıkardı. | TED | وضع بطليموس الثالث سياسة توجب على أي سفينة ترسو في الإسكندرية بتسليم كتبها لأخذ نسخة منها. |
Fakat İskenderiye'deki entelektüel hayata en önemli katkıları belki de öğretisinden geldi. | TED | ولكن مساهماتها الأبرز في الحياة المعرفيّة في الإسكندرية جاءت من خلال قيامها بالتدريس. |
Hypatia’nın ölümü İskenderiye siyasetinde bir dönüm noktasıydı. | TED | لقد كان مقتل هيباتيا نقطة تحول في الحياة السياسية في الإسكندرية. |
Iskenderiye'deki gölgenin boyu ayni olsaydi, bu da dünya'nin düz oldugunu bize anlatirdi. | Open Subtitles | والظل في الإسكندرية... بنفس الطول... من المنطقي أيضا... |
İskenderiye Feneri Artemis Tapınağı Babil'in Asma Bahçeleri ya da Rodos Heykeli dünyanın yedi harikası yanıp kül olabilir ama Büyük Piramitler ve benim binalarım yok olmaz. | Open Subtitles | بيت الضوء في الإسكندرية معبد ارتميس قد تدمر والحدائق البابلية المعلقة |
Maalesef Papa cenapları, konuyu araştırdığımızda, bir çokları var gibi duruyor, biri İskenderiye'de, biri Sicilya'da bir manastır'da. | Open Subtitles | للأسف صاحب القداسة, بعد أن بحثت بهذه المسألة, اتضح ان هناك الكثير, واحد في الإسكندرية, واحد, في دير في صقلية, |
Bu, bilginin elite ait olduğu İskenderiye'de geçerli değildi. | Open Subtitles | و الإهتمام و الحريةُ في فعلِ ذلك. و هذا لم يكن ممكناً في الإسكندرية. حيثُ المعرفةُ محصورةٌ للنخبة. |
Ancak, insanlar gerçekten de sokağa döküldüğünde- ki ilkinde binlerce insan İskenderiye'de yaptı bunu- hayret vericiydi, muhteşemdi. Çünkü, sanal alemde aynı ideali, aynı hayal kırıklıklarını, aynı öfkeyi ve aynı özgürlük arzusunu paylaşan insanlar bir araya getirilerek, gerçek hayata taşınıyordu. | TED | ولكن الناس نزلت إلى الشارع لكن حينما خرج الآلاف ولأول مرة في الإسكندرية كان شعورا مذهلا فلأول مرة يلتقي الناس من العالم الافتراضي إلى العالم الحقيقي حلمهم واحد غضبهم واحد كلهم باحثون عن الحرية |
Eratosthenes İskenderiye Kütüphanesin'in 3. kütüphanecisiydi. Bilime sayısız katkılar yaptı. Fakat en çok hatırlanan hikayesi, | TED | كان إراتوستينس الأمين الثالث للمكتبة الكبرى في الإسكندرية ولقد قام بالعديد من الإسهامات العظيمة للعلوم. لكن أكثر ما يتذكره الناس |
Bugün ulaşılabilir bilgi daha fazla ve onu korumak için daha gelişmiş teknolojilerimiz var fakat dijital arşivlerimizin tahribata karşı İskenderiye'nin mürekkep ve kağıtlardan oluşan parşömenlerinden daha dayanıklı olacağını kesin olarak bilemeyiz. | TED | هناك المزيد من المعلومات المتاحة اليوم وتكنولوجيا أكثر تقدماً للحفاظ عليها، مع ذلك فإننا لا يمكننا التيقّن أن الأرشيف الرقمي لدينا سيكون مقاومًا للتدمير أكثر من مخطوطات الحبر والورق في الإسكندرية. |
Bahar aylarında İskenderiye'de kuşatma altında kaldı. | Open Subtitles | لقد حوصر في الإسكندرية لمدة طويلة |
Bahar aylarında İskenderiye'de kuşatma altında kaldı. | Open Subtitles | لقد حوصر في الإسكندرية لمدة طويلة |
Bu görüntü üç yıl önce İskenderiye, Mısır'daki Al-Jared pazarından. | Open Subtitles | هذه لقطات من متجر "الجغراد" في الإسكندرية"، مصر قبل ثلاث سنوات" |
Birisi buradaki Iskenderiye'deki, digeri ise Syene'deki. | Open Subtitles | واحدة هنا في (الإسكندرية) وواحدة هنا في (أسوان) |
Böyle olduğu halde İskenderiye'de bazılarının bir kadını takdir ettiği ve hatta sözlerine güvendiğini biliyorum. | Open Subtitles | ورغم هذا، أعرف بعضاً في (الإسكندرية) يهوون ويثقون في كلمات |
Pekâlâ, İskenderiye'deki kazıların çoğu 19. yüzyılda Sir Flinders Petrie tarafından yapıldı. | Open Subtitles | جيد جدا، حسنا، معضم الحفريات التي أجريت في الإسكندرية تم القيام بها من قبل السير (فلندرز بيتري) في القرن الـ19 |