İnterpol'deki tanıdığının bu konuda ne yaptığını özellikle bilmek isterdim. | Open Subtitles | سأكون مهتمًا بالتحديد بمعرفة ماذا جعلوا منه معارفك في الإنتربول. |
Açıklayıcı olması açısından, Morland İnterpol'de hiç kimse yaptığım şeyi bilmiyor. | Open Subtitles | فقط لأكون واضحاً لا أحد هنا في الإنتربول يعرف ما فعلت |
Interpol adamın serbest çalıştığını düşünüyor. | Open Subtitles | في الإنتربول يعتقدون أنه يقوم بأعمال حرة |
Benim İnterpol'deki bir önceki bağlantım öldürülünce oldu. | Open Subtitles | ماحدث أن عميلي السابق في الإنتربول قد قُتل |
Interpol'da brodsky ile konuştum Hem teçhizat müfettişi İskoçya bahçesinde bitti. | Open Subtitles | تحدثت إلى برودسكي في الإنتربول وكذلك المفتش تيل فوق في ساحة اسكتلندا. |
Interpol'daki bağlantım da aynı şekilde. | Open Subtitles | مثلما حدث مع عميلي في الإنتربول. |
Interpol'deki bağlantınızla görüştünüz mü? | Open Subtitles | هل تحدثت إلى معارفك في الإنتربول |
İnterpol'de hiç kimse yaptığım şeyi bilmiyor. | Open Subtitles | لا تُخبر أحد في الإنتربول مافعلت |
Derek, Interpol'den bir şey buldum. | Open Subtitles | (ديريك)، لقد حصلت على نتيجة في (الإنتربول) |
Bu Interpol'de Viktor Azimoff üzerine açık bir dosya. | Open Subtitles | هذا ملف قضية مفتوحة حول (فيكتور آزيموف) في الإنتربول |
İnterpol'dekiler, kimin peşinde olduğumu söylediğimde bana güldüler. | Open Subtitles | لقد سخروا مني في (الإنتربول) عندما أخبرتهم عن الشخص الذي أطارده |
Detektif Williams, adımı İnterpol'de arattın yani kim olduğumu biliyorsun. | Open Subtitles | (أيها المحقق (ويليامز بحثت عني في الإنتربول لذا تعرف من أنا |
Interpol'deki tanıdığım bir şeyler bulmuş. | Open Subtitles | لدى صديقي في (الإنتربول) شيء لكِ |
- Interpol'e göre, Azimoff ve Paul- | Open Subtitles | إستنادًا إلى ماورد في الإنتربول فقدكان(آزيموف)و(بول )على... |
Artık İnterpol'de bir kahramanım. | Open Subtitles | صرت بطلاً في (الإنتربول) الآن |