"في البندقية" - Traduction Arabe en Turc

    • Venedik'te
        
    • Venice'
        
    "Venedik'te Olüm"ü Okudun. Open Subtitles إنها مدينة تموت أنت قرأت الموت في البندقية
    Venedik'te kadınlar kocalarına gösteremediklerini Tanrı'ya gösterirler. Open Subtitles في البندقية , يجعلون النساء يظهرون نفسهم على ملأ من الناس . لا يجرؤ ان يظهروهن لازواجهن
    Gördüğüme yemin etsem bile buna Venedik'te inanmazlar. Open Subtitles لو اقسمت في البندقية انني رايتك تضربها لما صدقوني
    Venedik'te mülk alan yabancılar yasanın korumasında adalet yerini bulmazsa, devletin prestiji sarsılır. Open Subtitles إذا عطلت حقوق الأجانب التى يتمتعون بها في البندقية سيتّهمون العدالة انها لاتأخذ مجراها
    Tony, Kira'yla Venice'de evlenecektik dedi. Open Subtitles توني قال انه وكيرا سيتزوجون في البندقية الليلة الماضية كيرا قالت لي
    Venedik'te bir sözleşmenin kararını değiştirebilecek hiçbir güç yok. Open Subtitles لاتوجد سلطة في البندقية تستطيع تعديل قانون مقرر
    Venedik'te karşılaşacağımız ahlâksızlığın derinliğini düşünmekten dahi korkuyorum. Open Subtitles إن كان هناك لحم خنزير فأكره أن أتخيل في أعماقي ما سنجده هنا في البندقية
    Ama Venedik'te Ölüm 'ün son bölümünü bitirmek istiyorum. Open Subtitles ولكنني اريد حقا ان أنتهي من قراءة الفصل الأخير من كتاب الموت في البندقية
    En çok Venedik'te kaldık ne de olsa Venedik âşıkların şehri... Open Subtitles وتحديداً كنا في البندقية لأن هنالك بدأ حبنا
    Geçen gün Venedik'te köprünün altında senin fotoğrafını çekmeye çalışıyordum, hemen sen benim fotoğraf çeken halimin fotoğrafını çekmeye başladın. Open Subtitles في البندقية عندما كنت ألتقط صور لك وأنت تحت الجسر قمت أنت بأخذ الكاميرا وبدأت التصوير
    "Küçük Dünya Ağlarının Bileşik Dinamikleri" Jack'in Venedik'te okuduğu kitaptı. Open Subtitles الديناميكا الجماعية التي تبين أن العالم مكان صغير ومتصل إنه كتاب قرأه جاك في البندقية
    Ama bu sadece bir teori. Jack Venedik'te 2 hafta boyunca bir işaret aradı ve bulamadı. Open Subtitles لكنها تبقى نظرية لكن جالك قضى أسبوعين في البندقية وهو يبحث عن أي علامة لها
    Hayır, biz Venedik'te tanıştık. Open Subtitles .لا تكن خجولا .لا , و لقد التقينا في البندقية
    Sadece Bayan Scully ile Venedik'te olduğunu söyledi. Open Subtitles قالت فقط أنّه في البندقية مع السيّدة سكولي.
    Gemileriniz Venedik'te tutuldu, Dükümüz, Dükünüzle arasındaki anlaşmazlık sonucu, Open Subtitles بك السفن بقيت في البندقية ، وجامعة ديوك ، لالخاص خناقة 'تويكست بك ديوك وعليه ،
    Ölü bir şehir. "Venedik'te Olüm"ü Okudun. Open Subtitles أعني، أنها مدينة ميتة أنت قرأت "الموت في البندقية
    Venedik'te ne yaptığını sorabilir miyim? Open Subtitles -هل يمكن ان اسألكي ماذا تفعلي في البندقية ؟
    Bunlar Venedik'te gördüğüm içinde sinir gazı tüpleri olan küreler. Open Subtitles -تلك الكرات رأيتها في البندقية -بداخلها قنيات غاز الاعصاب
    - Demek ya Venedik'te... - ...ya da Cenova'dayım. Open Subtitles إذن فأنا في البندقية أم في جنوا؟
    Venedik'te eğleniyor mu? Kontes mi? Open Subtitles هل الكونتيسة تقضي وقتاً سعيداً في "البندقية"؟
    12.6 milyonla alınmış damgalı haplar buldu .ve izlerini Venice'deki uyuşturucu evine kadar sürdü. Open Subtitles ووجد أن هناك فواتير ملحوظة في ذلك 12.6 وتتبعه إلى بيت المخدرات في البندقية.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus