"في التفكير في" - Traduction Arabe en Turc

    • düşünmeye
        
    • düşünmek
        
    • düşünme
        
    • düşünmeyi
        
    Bu çok farklı bir yol olaylar hakkında düşünmeye başlamadan önce. Open Subtitles إنها طريقة مختلفة تماما في التفكير في ما حدث قبل البداية
    ve çocuk yapmayı düşünmeye başladı. Çocuk yapmayı aklından geçirmeye başladığı anda o çocuğa hayatında yer açmayı da düşünmeye başlıyor. TED وتبدأ في التفكير في انجاب طفل. وفي اللحظة التي تفكر فيها في انجاب طفل، تبدأ في التفكير في بناء غرفة لذلك الطفل.
    Bunu düşünmeye başladığımızda, bu iki konu bizi engelledi. Ama sonra fark ettik ki, aslında bu iki sorunu TED عندما بدأنا في التفكير في هذا الموضوع , توقفنا عند هاتين المشكلتين. ثم ادركنا ان هناك طريقة
    Dolayısıyla, başka bir gezegende hayat bulmak kolay bir iş değil ve biz bunun üzerinde düşünmek için çok fazla zaman harcıyoruz. TED لذا ، إيجاد الحياة على كوكبٍ آخر ليست مهمةً سهلة ونمضي الكثير من الوقت في التفكير في ذلك.
    Çocuk olmadan ne yapacağımızı düşünme zamanı geldi bence. Open Subtitles أنا أعتقد بأن الأمر متعلق بالوقت لنبداء في التفكير في حال أننا لم نعثر على الصبي
    Çünkü, kendinizi ve ilişkinizde kazandığınız veya kaybettiğiniz şeyi düşünmeyi bırakmaya ve ne vereceğinizi düşünmeye başlarsınız. TED وذلك لأنك تتوقف عن التفكير في نفسك وماذا تكتسب أو تخسر في علاقتك، وتبدأ في التفكير في ما لديك لتقدمه.
    Yani sizden yapmanızı istediğim şey çok basit: veriyi bir insan bağlamında düşünmeye başlayın. TED إذن ما طُلب منكم فعله شيء بسيط ابدأو في التفكير في البيانات بسياق مفهوم
    Öğrencilerimden ikisi, Jim ve James, Hindistan ve Tayland etrafında dolaşırken bu sorun hakkında düşünmeye başladılar. TED سافر اثنان من طلبتي، جيم و جيمز، في أنحاء الهند و تايلند، وبدأوا في التفكير في هذه المشكلة كثيراً.
    Dolayısıyla biz de derhal bu alanı alıp, halkın kullanabileceği, aynı zamanda imkân dahilinde yeşil alan olabilecek bir yere nasıl dönüştürebileceğimizi düşünmeye başladık. TED لذلك بدأنا فورا في التفكير في كيفية تحويل هذا الموقع إلى مكان يستطيع العامة الاستفادة منه، وكذلك من المحتمل حتى أن يكون صديقا للبيئة.
    Hepimiz hatalarımızı ve eksiklerimizi, ne istediğimizi, ne yapamadığımızı düşünmeye başlar, TED نبدأ في التفكير في كل عيوبنا وكل نواقصنا، كل ما تمنينا أن نكون عليه، وما لم نكن عليه،
    Suyla nasıl bağlantı kurduğumuzu düşünmeye başlamamız gerekiyor. TED علينا أن نبدأ في التفكير في كيفية ارتباطنا بالماء.
    Bir an bile çalışmayı bırakırsam, Takeshi'yi düşünmeye başlıyorum. Open Subtitles بمجرد أن أتوقف عن العمل أبدأ في التفكير في تاكاشي ولا أستطيع التوقف
    Belki artık rahatlamayı düşünmeye başlasan iyi olur. Open Subtitles ولربّما حان الوقت لتبدأ في التفكير في الترفق
    Oyalanmayı bırak ve gerçek bir insanoğlunu neyin güldüreceğini düşünmeye başla. Open Subtitles كُفي عن إلهاء نفسك وإبدئي في التفكير في ما يجعل المرء يضحك حالياً
    Filmi izlemeyi bırakır gibi oldum ve Gia hakkında düşünmeye başladım ve sebebini bilmiyorum. Open Subtitles وإلى حد ما توقفت عن متابعة الفلم وبدأت في التفكير في جيا ولا أعلم لماذا
    Şimdi kutlama günü için bir şeyler düşünmeye başlamalıyım. Open Subtitles الآن أنا فلدي البدء في التفكير في أن تفعل شيئا للذكرى.
    İstediğin kadar benimle dalga geç, sen de geleceğini düşünmeye başlamalısın. Open Subtitles اسمع ، اسخر من الأمر كما تشاء ولكن يجب أن تبدأ في التفكير في مستقبلك أيضا
    Şimdi Junioru vurduğuma da inanıyor. Ve ispatlayamazsam tersini düşünmek için sebebi yok. Open Subtitles والأن يعتقد بأنني اطلقت النار علي جونيور وليس له اسباب في التفكير في غير ذلك
    ama düşünmek için iyi bir fırsatım oldu. Burası baya işime yaradı. Open Subtitles ولكن أواجه صعوبه في التفكير في موقفي الحالي
    Bir işin ne ödediğine bakmayı bırakıp kariyerini inşa etmeyi düşünme vaktin geldi. Open Subtitles لقد حان الوقت لنتوقف عن التفكير من حيث ما يدفع على وظيفة، ونبدأ في التفكير في الشروط من بناء مستقبل مهني.
    Böyle bir anda mideni düşünmeyi bırakacak mısın? Open Subtitles ألا ستتوقفين في التفكير في معدتك في وقت كهذا؟

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus