Eğer şimdi bana silahını TV'deki gibi, yalnız iki parmağınla verebilsen, | Open Subtitles | الان، هل لك ان تسلمني سلاحك باصبعين فقط كما في التلفزيون |
Diğer yandan, televizyon yazarlarına sempati olsun diye, TV blog'cuları da greve gidiyor. | TED | وفي تلك الأثناء يضرب أيضا معدي البرامج التلفزيونية في تعاطف مع كتاب النصوص في التلفزيون. |
Hayır, efendim, dün gece TV'de vampirlere inanmakla ilgili olarak söyledikleriniz ilgimi çekti. | Open Subtitles | لا,انا مهتم بما قلته امس في التلفزيون عن الايمان بوجود مصاصي الدماء |
Ben de ulusal televizyonda çalışmak için birini terk ettim. | Open Subtitles | تركت شخصاً ما، أيضاً لكي أكون هنا في التلفزيون الوطني |
televizyonda çoğu çocuğun bilmediği meslekler hakkında bir program var. | TED | كان هناك برنامج في التلفزيون عن الوظائف التي يجهلها معظم الأطفال. |
televizyona çıkarsak iyi görünmemiz lazım. | Open Subtitles | اذا ظهرنا في التلفزيون نريد أن نكون بمظهر جيد أليس كذلك؟ |
Fakat, sadece TV senin bir bok olduğunu düşünüyor diye, seni öyle yapmaz. | Open Subtitles | لكن فقط لأن في التلفزيون يقولون عنك أشياء فتبدأبتصديقها |
TV'de ve filmlerde gördüğünüz herşeyi unutun. | Open Subtitles | لننسى كل شيءٍ شاهدناه في التلفزيون والأفلام |
TV paraziti seyretmek, çamaşır makinelerini dinlemek. | Open Subtitles | التحديق في التلفزيون لساعات طويلة والاستماع لصوت الغسالات |
Bunu yapsaydınız, şimdi TV'deydiniz. | Open Subtitles | إذا قمتا بهذه الحركة ستظهران في التلفزيون |
Niye bunu ondan değil de TV'den öğrenmek zorunda kalıyorum? | Open Subtitles | وبدأت أتساءل لماذا أنا يجب أن نسمع عن ذلك في التلفزيون بدلا منه تقول لي. |
TV başından vurmanızı söylemişti. | Open Subtitles | في التلفزيون يقولون بأنّك يجب أن تصيبه في الرأس. |
Kendini Tanımak diye bir TV programı hiç olmadı. Elimi öpmemiştin. | Open Subtitles | لم يكن هناك أي برنامج اسمه المعرفة في التلفزيون |
TV de sizin hakınızda konuşulması küçük bür olay değil. | Open Subtitles | لأنه من الشيء المهم أن يتحدثوا عنك في التلفزيون |
Bak, Malena, TV'de izlediğimize benzeyen bir film olsaydı bu şu anda çoktan üstsüz kalmıştın sen. | Open Subtitles | أنظري، لو كان هذا فيلماً كالفيلم الذي شاهدناه في التلفزيون ستكونين عارية الصدر الآن |
İnternette ve televizyonda boy göstermeleri davamıza bir çok yeni üyenin katılmasına vesile oldu. | TED | كل هذا البث في التلفزيون و على الانترنت دفع باعداد كبيرة من الراغبين للالتحاق بقضيتنا. |
Yarım saatte bir televizyonda haber geçilecek. | Open Subtitles | سيكون هناك عناوين اخبار في التلفزيون كل 30 دقيقة. |
Kodaman bir iş adamı. Onu televizyonda haberlerde gördüm. | Open Subtitles | رجل أعمال كبير رأيته بنشرات الأخبار في التلفزيون |
O kuru üzümleri televizyonda gördün mü? Şarkı söyleyip dans edeni? | Open Subtitles | هل رأيت ذلك الزبيب في التلفزيون , ذلك الذي يغني ويرقص ؟ |
Hem televizyonda ne işin var senin? | Open Subtitles | و ماذا تفعل بحق اللعنة في التلفزيون على أية حال؟ |
Sahi mi? Ne zaman televizyona çıksan adım geçiyor. Esas kötü olan bu. | Open Subtitles | سيئ ,سأخبرك ما هو السيئ,كلما ظهرت في التلفزيون ذكروا اسمي,هذا هو السيئ |
televizyona çıkmaktaki tek amacım kumarhanede kalabilmek. | Open Subtitles | أنا في التلفزيون لأستطيع البقاء في الكازينو أنت تفهم ذلك |