"في الجدار" - Traduction Arabe en Turc

• duvarda
• duvardaki
• duvara
• duvarın içinde
• duvarında
• duvarımızda
• duvarın içine

Kurşunun, duvarda saplandığı yerin yüksekliğine bakılırsa Alex silahı kafasına doğrulttuğunda masada oturuyormuş.
الرصاصة في الجدار. أليكس كان جالساً على الطاولة عندما وضع مسدّسه على رأسه.

Şey yapsak... duvarda bir delip açıp o tünellerin birinden çıkıp gitsek?
ماذا لو قمنا بتفجير حفرة في الجدار وخرجنا عبر أحد هذه الأنفاق؟

Hatırlıyorum çünkü duvardaki deliğe çarpmıştım beni oraya itmiştin ya
كان هناك حفره في الجدار عندما دفعتني برأسي في الحائط

Bu duvardaki bir delik değil dostum, bu Kaykaykız.
هذه ليست فتحة في الجدار يا رجل. هذه رولر جيرل.

İki kişilik bir soygunmuş. duvara uyarı ateşi açmışlar.
كان عملاً لشخصين أطلقوا طلقة تحذيرية في الجدار

Biri orada biri de matkabın gerçekten ne yaptığını görebilmen için şurada duvarın içinde.
واحدة هناك، وهناك واحدة حيث يمكنك رؤية ما يفعل المثقاب في الجدار فعلاً،

Sanırım doğu duvarında bir tane Norman pencere var.
هناك نافذة نورماندية في الجدار الشرقي كما أظن

Sizi duvarımızda ağırlamak bizim için bir onurdur genç Avatar.
يشرفني أن أرحب بك في الجدار الخارجي أيها الآفاتار الصغير

Bir duvarın içine hapsedilmeye kaza demeye dilim varmıyor.
من الصَعب تسميَة حجزهِ في الجدار حادِثاً

duvarda küçük bir delik açılacak biz de buradan çıkacağız.
كل ما أريده هو أن أصنع ثقبا صغيرا في الجدار ، ثم نخرج من هنا

duvarda bir kapı olacaktı...
كان لا بد وأن يكون هناك باب هنا في الجدار

"duvarda yaşıyorum ve kraker yiyorum" gibi bir tip yok biraz tuhaf sanki ama sanki uymaz gibi.
انها كما تعيش في الجدار وتأكل الصراصير بالفعل من نوع غريب القليل منهم

Birisi duvarda bir delik açmıştı ve binlerce insan oradan içeriye giriyordu.
شقَّ أحدهم فتحة في الجدار وتدفق الآلاف عبرها

Çünkü çatlak duvarda değil.
الشق سيبقى في مكانه لأن الشق ليس في الجدار

'Dış duvardaki bir delikten, büyük makinaların gürültüsünü duyuyoruz.
استطعنا سماع هدير محركات ضخمة عبر فتحة في الجدار الخارجي

Bu arada, ne yaparsan yap sakın "duvardaki tuğlalardan biri daha" olma.
ومهما تفعلين لا تكوني طوبة أخرى في الجدار

Tam buradan. Bir şişe Jack'in içinden geçip şuradaki duvara saplanmış.
مرت من هنا خلال قنينة جاك واستقرت في الجدار هنا

Onu yerden almaya çalıştım ama ardından sinirlendim çünkü kanı elime bulaşmıştı ben de onu duvara fırlattım ve böylece öldü.
حاولت إلتقاطه .. لكنني غضبت لأن القليل منه وقع على إبهامي لذا رميته في الجدار هنالك حيث توفي

Bunca zamandır duvarın içinde yaşadı. Ve bunu onlar biliyordu.
عاش طوال هذا الوقت في الجدار وعلموا انه يمكنه

Bir kapının arkasında, duvarın içinde yüksek ve dar bir delik.
إنه شق طويل في الجدار خلف الباب،