"في الحاضر" - Traduction Arabe en Turc

    • şimdiki zamanda
        
    • günümüzde
        
    • bugünün sistemini
        
    • kız Monica'
        
    • şimdiki zamana
        
    • şu
        
    Ya da birileri hala geçmişte yaşayıp beni şimdiki zamanda alt edememekten korkuyor. Open Subtitles أو ربّما شخص يعيش في الماضي وخائف للغاية من أن يواجهني في الحاضر
    Ama eski hataların hayaletlerinin geçerli olmadığı şimdiki zamanda yaşamaya çalışıyorum. Open Subtitles ولكني أحاول أن أعيش في الحاضر بلا أشباح من أخطاء الماضي ومن دون التزام
    Diop bizden, daha derine inmemizi, tarihin ve yazılanların ötesine gitmemizi ve kısaca bunların günümüzde bizi hâlâ nasıl etkilediğini görmemizi istiyor. TED يطلب منا ديوب أن ننظر بعُمق، لنذهب خلف التاريخ وما كُتب، وبشكل أساسي، لنرى كيف أنه ما زال يؤثر علينا في الحاضر.
    Çünkü eğer yazabiliyorsam geçmişe gidip muskayı bularak günümüzde bulabileceğim güvenli bir yere saklayabilirim. Open Subtitles لأنه إن كان بإمكاني هذا، فسيمكنني العودة للماضي وإيجاد الحجاب و إخفائه في مكان آمن بحيث أستطيع إيجاده في الحاضر
    Onların planı, gelecekteki savaşı kazanmak için bugünün sistemini bozup kontrolü ellerine almaktı. Open Subtitles خطتهم أن يفسدوا ويتحكموا في الحاضر كي يكسبوا المستقبل
    Kostümcü kız Monica'yla evlendi. Artık sadece TV dizilerinde oynuyor. Open Subtitles و في الحاضر هو فقط يعمل في مسلسل تلفزيوني
    Çoğumuz giderek geçmişe olduğu kadar gelecek veya şimdiki zamana da bağlı durumdayız. TED المزيد والمزيد منا تضرب جذوره في المستقبل أو في الحاضر قدر ما هي في الماضي.
    Ancak bazen, politik koşullarımız çok sıkınıtlıyken, geçmişte mi yaşıyoruz, yoksa şu anda mı, bilemiyoruz. TED ولكن أحيانًا، تكون أوضاعنا السياسية مقلقة جدًا بحيث لا نعود نعلم إن كنّا نعيش في الماضي أو في الحاضر.
    Ve şimdiki zamanda olmak demek, hayatı yaşıyor olmak demek. Open Subtitles وعندما تُصبحين في الحاضر فأنتي تعيشين حياتكِ
    Ton şimdiki zamanda burada için minnettar olmak var. Open Subtitles حسناً, عليكِ التركيز في الحاضر يا لولا هناك الكثير من الأشياء الرائعة في حاضركِ
    Gelecekte ölmeye niyetli değilim. Ben burada, şimdiki zamanda kalacağım. Open Subtitles لن أذهب للموت في مستقبل هالك، سألبث محلي هنا في الحاضر
    şu anda, şimdiki zamanda sıkışıp kalmış, ama önümüzde inanılmaz fırsatlar var. TED إنها معلقة في الحاضر الآن , لكننا أمامنا فرصة عظيمة .
    İnsan şimdiki zamanda yaşamalı, sizce de öyle değil mi? Open Subtitles يجب أن نعيش في الحاضر ألا ترون ذلك ؟
    Geçmiş yaşamdaki lanetten korunabilmesi için günümüzde muskayı takması gerek. Open Subtitles إنها يجب أن ترتدي الحجاب في الحاضر ليحميها من لعنة حياتها السابقة
    Eğer bu davayı günümüzde çözemezsek geçmişten gelecek bütün yardıma ihtiyacımız olacak. Open Subtitles إذا لم نستطع حل هذه القضية في الحاضر نحن بحاجة إلى المساعدة الكاملة من الماضي
    günümüzde yaşamaya ve hayatımı geçmişle ilgili pişman olarak veya geleceği korkuyla bekleyerek geçirmemeye karar verdim. Open Subtitles لقد قررت أن أعيش في الحاضر لا لإضاعة حياتي بالندم على الماضي أو الخوف من المستقبل
    Onların planı, gelecekteki savaşı kazanmak için bugünün sistemini bozup kontrolü ellerine almaktı. Open Subtitles خطتهم أن يفسدوا ويتحكموا في الحاضر كي يفوزوا بالمستقبل
    Onların planı, gelecekteki savaşı kazanmak için bugünün sistemini bozup kontrolü ellerine almaktı. Open Subtitles خطتهم أن يفسدوا ويتحكموا في الحاضر كي يكسبوا المستقبل ، لكن ما لم يخططوا له
    Kostümcü kız Monica'yla evlendi. Open Subtitles و في الحاضر هو فقط يعمل في مسلسل تلفزيوني
    Görünüşe göre geleceğimize yatırım yapmak için şimdiki zamana yatırım yapmalıyız ve çocuk sahibi olmak isteyen ebeveynlere yardım etmeliyiz. TED يبدو أنّه لأجل الاستثمار في مستقبلنا، علينا فعلاً الاستثمار في الحاضر ومساعدة أولئك الناس الذين يريدون أن يصبحوا آباءً.
    Gelecekteki piyangoyu yakalamak için, belki de şimdiki zamana bahis oynamalısınız. Open Subtitles ربما عليك الرهان بما أنت عليه في الحاضر
    Yani, bugünü düşünmek ya da tam şu anın ileride olacak bir şeyin başlangıcı olduğunu düşünmek istemiyorum. Open Subtitles أحب ترك التفكير في الحاضر مثل أن الآن والحاضر هو تمهيد تافه لشيء آخر

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus