Nukakların topraklarını uyuşturucu tacirleri ele geçirdi ve Nukaklar doğu Kolombiya'da, parklarda dilenci olarak yaşıyorlar. | TED | تجار المخدرات أخذوا أراضي النوكاك وأصبحوا متسولين في الحدائق العامة شرق كولومبيا. |
Dünya'da, parklarda yaptığımız uzun yürüyüşleri hatırlıyor musun? | Open Subtitles | هل تتذكر المشيّ الطويل الذيّ كُنا نأخذهُ في الحدائق فى الوطن ؟ |
Şimdi, parklarda nelerin düzeltilmesini istiyorsunuz? Evet? | Open Subtitles | والأن ، ماذا برأيكم الشيء الذي يحتاج الأصلاح في الحدائق ؟ |
Gardens'da kötü giden şeylere bakarsak eminiz ki şimdi oraları kapmak için hazırda bekliyorlar. | Open Subtitles | بمعطى ما جرى في الحدائق نحن على ثقة أنها في قبضتنا |
Bu mevsimde, kestane ağaçları parklar ve bulvarlarda çiçek açmaya başlamıştır. | Open Subtitles | الكستناء في أزهى حالاته الآن في الحدائق والطرق. |
Arkadaşımız Bahçede öldü. Aslanlar yedi. | Open Subtitles | رفيقنا لقى مصرعه في الحدائق أكلته الأسود |
70'lerde, ulusal parklara yatırım yaptık. Bu da bizi özellikle gelişmekte olan ülkelerde gördüğümüz ve hatalı olduğunu düşündüğüm "her ne pahasına olursa olsun büyüme" fikrinden uzak tuttu. | TED | في سبعينيات القرن الماضي، استثمرنا في الحدائق الوطنية، مما أبقانا بعيدًا عن المنطق الخاطئ للنمو والنمو والنمو بأي ثمن الذي نرى أن الآخرين يسعون لتبنيه خصوصاً في العالم النامي. |
Sincaplar, köpekler, parktaki çocuklar, ameliyat olmuş yaşlı kadınlar bahçelerinde yarı çıplak çalışan erkekler dikkatini dağıtıyor. | Open Subtitles | يُشتت أنتباهكِ بواسطة الكلاب ، القطط ، الأطفال. بواسطة المسنين ذوي الكراسي المتحركة. بواسطة الرجال الشِبة عرايا في الحدائق. |
Daha fazla engel var. Sadece Lennox Gardens'ta da değil. | Open Subtitles | هناك المزيد وليس فقط في الحدائق |
Ancak tardigradaları sıradan yerlerde de bulabilirsiniz: Bahçelerdeki yosun ve likenlerde, parklarda ve ormanlarda. | TED | ولكن يمكنك أن تجد بطيئات المشية في أكثر الأماكن العادية أيضًا، مثل الطحالب والأشنات الموجودة في الحدائق والمتنزهات والغابات. |
"Onları parklarda güneşlenirken ve mevsimlerin hiç değişmediği... | Open Subtitles | أراهم يتشمسون في الحدائق" ويعرجون خارجين من كنيسة صغيرة بشعه |
Tâ ki biz de onlar gibi plajlarda, parklarda "takılmaya" başlayana kadar. | Open Subtitles | مثلهم ، وعلى الشواطئ ، في الحدائق العامة ، شنقا... كل شيء شنقا. |
parklarda yürümek çok romantik olabiliyor. | Open Subtitles | المشي في الحدائق هو شي رومنسي للغايه |
Ve parklarda paten kayabilirsin. | Open Subtitles | ويمكنك أن تتزلج في الحدائق. |
parklarda bunlardan satacağız. | Open Subtitles | علينا بيع هده في الحدائق الان |
- Gardens'da tanışmıştık. - Evet, tabi. Buyrun. | Open Subtitles | التقينا في الحدائق - أجل تفضلي - |
Büyük parklar nasıldır bilir misin? | Open Subtitles | أتعلم ما طبيعة العمل في الحدائق الكٌبرى؟ |
Seni Bahçede gezdirmek için izin istemişti. | Open Subtitles | لقد طلب أن يصحبكِ بجولة في الحدائق |
parklara, alışveriş merkezlerine de bakın. | Open Subtitles | ايضا ابحثوا في الحدائق,المجمعات التجارية |
Egzotik bahçelerinde gezinmek Villa Paloma'daki sergilere gitmek Le Louis XV'te "Lièvre à la Royale" yemek... | Open Subtitles | التنزه في الحدائق الغريبة (ومشاهدة المعارض في (فيلا بالوما (بينما أنا أتمدد على الشاطيء في (مونسيتو بعيداً عن الرادار |
Caitlin Mills, Lennox Gardens'ta çıkarılan '93 isyanında tecavüz edildi. | Open Subtitles | " كاتلين ميلز " اغتصبت عام 93 في تمرد حصل في الحدائق |