"في الحديث" - Traduction Arabe en Turc

    • konuşmada
        
    • konuşmaya
        
    • konuşmak
        
    • konuşma
        
    • konuşarak
        
    • konuşmanın
        
    • konuşmayı
        
    • konuşurken
        
    Maddesel şeyler hakkında konuşmak konusunda gerçekten iyiyiz, ama duygular hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. TED نحن بارعون حقاً في الحديث عن الأمور المادية، ولكننا فاشلون للغاية في الحديث عن المشاعر.
    Yetenekler ve güvenlik ve sağlık konusunda konuşmada gerçekten iyiyiz, karakter hakkında konuşmada gerçekten kötüyüz. TED نحن بارعون في الحديث عن المهارات والسلامة والصحة، ولكننا فاشلون في الحديث عن سمات الشخصية.
    Birbirimizi dinlemeden konuşmaya çok zaman ayırıyoruz ve uzlaşamadığımız noktaları yeteri kadar konuşmuyoruz. TED قضينا وقتاً كبيراً في الحديث مع بعضنا ووقتاً غير كافي للحديث عن اختلافاتنا،
    Çünkü onlar havadan sudan, saçma sapan şeylerden konuşmaya vakit ayırmazlarmış. Open Subtitles لأنهم لا يضيّعون وقتاً في الحديث عن الطقس وغيره من الهراء.
    Sorun değil Komiserim. En iyi yaptığımız şey konuşmak değil zaten. Open Subtitles لا مشكلة، حضرة الملازم، فنحن لا نبرع في الحديث على كلّ
    Uygunsuz Gerçek hakkında tekrar konuşma zamanı, herkesin kaygı duyduğu, fakat kimsenin hakkında konuşmak istemediği gerçek. TED أنه الوقت مجدداً للحديث عن الحقيقة المزعجة، الحقيقة التي يهتم بها الجميع، لكن لا يرغب أي أحد في الحديث عنها.
    Bir köle için güzel konuşma tarzı. Böyle konuşarak çok fazla uzağa gidemezsin. Open Subtitles طريقة جيدة للعبيد في الحديث لن تحيا طويلاً بفم كهذا
    Bu tartışmalar konuşmanın çıkmaz sokakları. Döner kavşaklar veya trafik tıkanıklıkları, kilit noktaları. TED نهايته مسدودة. إنه طريق دائري أو زحمة أو توقف مروري في الحديث.
    konuşmada bir parça sesliğin olmasında bir sıkıntı yok, değil mi? TED قليل من الصمت لا يضر في الحديث أليس كذلك؟
    Bir önceki konuşmada kalp hastalıklarından korunma yolları anlatılmıştı. TED كما تعملون, في الحديث السابق تمت الإشارة إلى الوقاية من أمراض القلب
    Birçok nedeni var ve bugünkü kısa konuşmada bir kısmını duydunuz. TED حسناً ، هناك أسباب عديدة ، وقد إستمعتم إلى شيء منها في الحديث القصير اليوم .
    Ve bunu başaramayınca, Tel Aviv'den yükselen komplo teorileri hakkında konuşmaya başladılar. Amaçları Arap dünyasını bölmekti. TED وعندما فشلوا، شرعوا في الحديث عن المؤامرات التي تحاك في تل أبيب وواشنطن لتقسيم العالم العربي.
    LA: Ben de Caitlin'a aslında yürüyüş hakkında, ona katılmadan haftalar önce konuşmaya başladığımızı anlattım. TED لورين: وقلت لـكيتلين إننا بدأنا في الحديث عن المسيرة قبل أسابيع من مشاركتنا فيها.
    Bu yüzden geldim ve konuşmaya çalıştım. Ağabeyinmişim gibi hissettim. Senin için bir yabancı sayılmam. Open Subtitles لهذا اشعر بالقرب في الحديث معكِ أشعر كأني أخوكِ
    Sırf bunun hakkında konuşmak istemem, sizin tarafınızdayım demek değil. Open Subtitles رغبتي في الحديث عن ذلك لا تعني أنني متحالفة معك
    Bir seyahat konuşma kılavuzundan birkaç şey öğreniyor ve o dili konuşanlarla tanışarak hemen onlarla sohbet etmeye başlıyor. TED يتعلم عبارات بسيطة من كتاب السفر ثم يقابل متحدثي اللغة الأصليين ويبدأ في الحديث معهم مباشرة.
    Tüm hafta sonunu kuzenimle konuşarak geçirdim. Open Subtitles أمضيت العطلة الأسبوعية في الحديث إلى قريبي
    Gördün mü, biraz da başka şeylerden konuşmanın zamanı geldi de geçti artık. Open Subtitles أترى ؟ يجب عليك أن تبدأ في الحديث عن أشياء أخرى
    konuşmayı öğrendiklerinde, neşeli acayip şeyler söylerler. Open Subtitles وطريقتهم المضحكة العجيبة في الحديث عندما يتعملون النطق،
    Onun hakkında konuşurken utanıp sıkılıyoruz. TED ونشعر بالإرتباك و الخجل في الحديث عنها.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus