"في الحقيقة يا" - Traduction Arabe en Turc

    • Aslına bakarsan
        
    • Gerçek şu
        
    • İşin aslı şu
        
    Aslına bakarsan Denny, ilk madde, konuşmamız gereken acil bir konu. Open Subtitles في الحقيقة يا ديني البند الأول هو في الأحرى مسألة مستعجلة لابد من نقاشها
    Baba Aslına bakarsan resmi bitirmiştim. Open Subtitles في الحقيقة يا أبي، أنا واثق بأنني أنهيته
    Aslına bakarsan, Terry, bize bir konuda yardımcı olabilirsin. Open Subtitles في الحقيقة يا تيري هنالك شيء يمكنك مساعدتنا حياله
    Gerçek şu ki beyler, bunların hiçbiri beni endişelendirmiyor. Open Subtitles لكن في الحقيقة يا جماعة أنا مش قلقان خاص من الحاجات دي
    İşin aslı şu ki Leonid, seni biraz yanlış yönlendirmiş olabiliriz. Open Subtitles حسنٌ, في الحقيقة يا (ليونيد) ربما نحن ضللناك بعض الشيء في هذا
    Aslına bakarsan baba yeni iş kolları için birkaç girişim yapmayı düşünüyorum. Open Subtitles في الحقيقة يا أبي انا اتطلع الى اعمال جريئة جديدة
    Aslına bakarsan, Jackie... Bu, tuvalet. Open Subtitles "في الحقيقة يا "جاكي هذا مكان قضاء الحاجة
    Aslına bakarsan var Laura. Open Subtitles في الحقيقة يا لورا يوجد شيء آخر
    Aslına bakarsan Rose, ben erken geldim, yani teknik olarak ben senin yolundayım. Open Subtitles , في الحقيقة يا (روز) , أنا أبكرت لذا أن من يعطلكِ
    Aslına bakarsan Mins, Franky hayatımızı kurtardı. Open Subtitles في الحقيقة يا (مينس)، لقد كانت (فرانكي) خير عون لي.
    Jared Aslına bakarsan, burada beklesen daha iyi olur. Ben bir kaç dakika içinde Brendon'ı getiririm. Open Subtitles في الحقيقة يا (جاريد), أُفضل أن تنتظر هُنا سأحضر (برندون) هُنا في خلال دقيقة.
    Aslına bakarsan gayet güzel bir planı var Jason. Open Subtitles (هو كذلك في الحقيقة يا (جيسون وهي جيدة جداً
    Aslına bakarsan Ed, tanımlaman oldukça güzel. Open Subtitles في الحقيقة يا (إيد), ما تصفهُ جميل حقاً
    Aslına bakarsan, Watson, sadece birisi gizli mikrofondu. Open Subtitles في الحقيقة يا (واتسون) أحدهما جهاز تنصت
    Aslına bakarsan Jonah ziyaretime gelmene sevindim. Open Subtitles في الحقيقة يا (جوناه)... يسرني أنك قررت الخروج في هذه الزيارة الصغيرة لي.
    Aslına bakarsan Alfie, yanılıyorsun. Open Subtitles في الحقيقة يا (ألفا) انت مخطئ
    Gerçek şu ki Luke, Oliver'la aranın daha da kötü olma ihtimali var. Open Subtitles في الحقيقة يا لوك، هنالك احتمال كبير في أن تسوء الأمور مع أوليفر ومعك
    Gerçek şu ki Lila, hava düzeliyor... ve uzun bir süre de ılıman olacak. Open Subtitles في الحقيقة يا (لايلا) الأجواء تصبح أفضل ويبدو أنها ستبقى مستقرة لفترة
    İşin aslı şu Bay McCabe... buradaki maden yataklarıyla ilgileniyoruz. Open Subtitles في الحقيقة يا سيد (مكايب)... نحن مهتمون بمحتوبات المناجم
    İşin aslı şu ki Richard, bir yere varamıyoruz. Open Subtitles (في الحقيقة يا (ريتشارد إننا ضائعون

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus