Eşyalar konusunda çok üzgün ve endişeliydi. Rüyamda çok saygılı biriydi. | Open Subtitles | كان متضايقاً وقلقاً حيال بعض الأمور كان ممتناً جداً في الحلم |
Rüyamda o sebzeleri görmek beni çok hüzünlendirdi o yüzden ağlamaya başladım. | Open Subtitles | مشاهدة هذه الخضروات في الحلم جلعتني حزينه لذلك بدأت بالبكاء |
Ve onlar Rüyamda, bir tür deniz aşırı gezideler. | Open Subtitles | و في الحلم كان الزورق يشبه حطام سفينة كونت دي سافويا |
Ama Rüyada onu ıskalıyorum. Elimde birkaç tel saç kalıyor ve doğruca aşağı düşüyor. | Open Subtitles | ما عدا أنني في الحلم لم أستطع الإمساك سوى خصلات من شعره وهو يسقط |
Ama hareket ettiğimde,kendimi bir Rüyada yüzer buldum. | Open Subtitles | لكن عندما تحرّكت، وجد نفسي أعوم في الحلم |
Pekala, Rüyanda seni bu kadar korkutacak ne gördün? | Open Subtitles | حسناً مالذي حدث في الحلم و جعلك تخاف بشكل سيء جداً ؟ |
Rüyadaki adam sensin. | Open Subtitles | الرجل في الحلم هو أنت |
Rüyamda bana geldi "Bebeğim" dedi, pencereden uçtu. | Open Subtitles | جاءني في الحلم وناداني مطلا عليّ من النافذة |
Şey, yani, belki de değilimdir. Gerçi Rüyamda, yapıştırıcının formülünü biliyordum. | Open Subtitles | حسن، ربما أنا لست ذكية، مع أنه في الحلم كنت أعرف كيفية تكوين الصمغ |
Buna inanmıyorum. Rüyamda, bebeğe siyah süt götürüyordum. | Open Subtitles | انا غير مقتنع في الحلم انا احضر اللبن الاسود للطفل |
Rüyamda, The Three Stooges'dan ikisi beni üzümle beslediyordu. | Open Subtitles | و بعدها، في الحلم ، مهرجان من الثلاثة أطعموني العنب |
Rüyamda sıkça bana gülümseyen... ve ellerinde parlak bir şey olan, bir çift kişi görüyorum. | Open Subtitles | يراودني في الحلم دائما وهم يبتسموا لي وينادوني يمسك شيء لامع |
Rüyamda ikimiz de dışarı çıkmıştık ve beraber bir bar işletiyorduk. | Open Subtitles | في الحلم انا وانت خرجنا من هنا وافتتحنا فترينه صغيره مع بعض |
Her Rüyada, istediğiniz ayarlamayı yapabilirsiniz. | Open Subtitles | و ستقوم بأي تعديلات في الحلم لإكمال الأمر |
Sonra o gece, bir rüya gördüm, Rüyada medyum olduğunu zannettiğim bir adam vardı. | Open Subtitles | و بعدها في تلك الليلة, راودني ذلك الحلم و كان هنالك ذلك الشخص في الحلم و الذي كان يفترض بأن يكون روحانيا |
Yani Rüyada tren falan yoktu. | Open Subtitles | لذا, على أية حال, في الحلم لم يكن هناك قطار الطفل |
Bunu şimdi seni neredeyse kaybedince anladım fakat Rüyanda olan bir şeyi bile anlatacak kadar bana güvenmiyorsan beraber geçirdiğimiz onca yılın geleceğimiz hakkında yaptığımız onca konuşmanın ne anlamı kalır ki? | Open Subtitles | اني كنت علي وشك فقدك. لكن ان كنت لا تأتمنني بدرجة كافية لكي تخبرني بشيء حدث معك في الحلم |
Um, Krusty, acaba kimseye bahsetmediğin şu Rüyanda babana verdiğin sözü mü yerine getiriyorsun? | Open Subtitles | هل أوفيت بالوعد الذي قطعته لوالدك في الحلم الذي لم تفصح عنه لأي أحد؟ |
Rüyadaki gibi. | Open Subtitles | كما في الحلم |
Balin'lerin rüya görme tekniklerini okudun mu? | Open Subtitles | هل سبق أن قرأت عن طرق البالينيز في الحلم |
Rüyandaki adam kimdi sence? | Open Subtitles | إذن ، من تعتقدين أنه كان الرجل في الحلم ؟ |
Annenle baban dün gece rüyama girdi ve seni özlediklerini söylediler. | Open Subtitles | ظهر لي والداك في الحلم ليلة أمس وقالا إنهما يشتاقان إليك. |
O yüzden üst kata çık, biraz kestir ve hayal kurmaya başla. | Open Subtitles | لذا اصعد، أن تأخذ قيلولة والبدء في الحلم. |