Yediden sonraki beş numaralı kapıdan kalkıyor. Kapı diğer terminalde. | Open Subtitles | تنطلق في الخامسة بعد سبع دقائق البوابة في المحطة الأخرى |
İyi yem attın, konuyu değiştirdin ama ben küçükken Bulimiya'ydım ve babam ben on beş yaşındayken ortaya çıktı. | Open Subtitles | محاولة لطيفة في تغيير دفة الحديث ولكني كنت مراهقة مصابة بالنهام وقد ظهر أبي في الخامسة عشرة من عمري |
Ben beş yaşındayken, öyle de oldu. Babam kalp krizi geçirdi. | Open Subtitles | وعندما كنتُ في الخامسة من عمري، توفي فعلاً، أصيب بأزمة قلبية. |
Saat beşte aerobik dersim var. Sonra saat 6:30'da dekoratörle buluşacağım. Hadi gidelim. | Open Subtitles | لدي لياقة في الخامسة وإجتماع مع مهندس الديكتور السادسة والنصف , هيا بنا |
Benim de beşte gitmem gerekiyordu ama çok iyi bir avukatım var. | Open Subtitles | كان من المفترض أن أرحل في الخامسة ، لكن لدي محامٍ ذكي .. |
Kışlaya geri dön. Ben senin adamlarını sabah beşte eğitim alanında görmek istiyorum. | Open Subtitles | عد للمعسكر اريد ان اراك انت ورجالك في ساحة التدريب في الخامسة صباحا غدا |
Neden şelale sabahın 5'inde beni buraya çekiyor? | Open Subtitles | لماذايجبعلىالشلالاتأنتسحبنيإلى هنا في الخامسة صباحاً؟ |
Okuduğu bir kitap, beş yaşında izlediği bir çizgi film. | Open Subtitles | كتاب قرأه .. مسلسل كارتوني رآه منذ كان في الخامسة |
Ve ben beş yaşındayken, ailem bana portakal rengi "Schwinn Stingray" marka bir bisiklet aldı. | TED | وعندما كنت في الخامسة عمري اشترى لي والدي دراجة هوائية برتقالية اللون |
O sadece beş yaşında. Bunun ne anlama geldiğini anlayamaz." | TED | انه في الخامسة من عمره، لن يتمكن من فهم هذا." |
Ben sekiz ve kız kardeşim henüz beş yaşındayken, ranzanın üzerinde oynuyorduk. | TED | عندما كنت في السابعة من عمري وكانت أختي في الخامسة من عمرها كن نلعب فوق سرير مرتفع. |
Ben beş yaşındayken, az hatırlanan, ancak bence bir hikayenin sahip olması gereken en önemli unsurla tanıştım. | TED | حين كنت في الخامسة من عمري، وقد تم تعريفي على أهم وأكبر مكون أعتقد أن القصة تحتاجه، لكن نادرا ما يتم استدعاءه. |
Bu annem beni beş yaşındayken bunu göremeye götürdüğünde oldu. | TED | وهذا ما أخذتني إليه أمي حين كنت في الخامسة من عمري. |
Öğleden sonra saat beşte hayat duruyor. | Open Subtitles | في الخامسة بعد الظهر تتوقف الحياة تماماً لديهم |
Britanyalılara her gün saat tam beşte saldıracağız. | Open Subtitles | علينا مهاجمة البريطانيين كل يوم في الخامسة تماماً |
Sabah beşte kalkıp evin girişinde öylesine dolanıyor, sanki belli olmuyormuş gibi. | Open Subtitles | كانت تستيقظ في الخامسة صباحاً وتجلس أمام عتبة الباب كما لو أنّ الأمر ليس واضحاً أبداً .. |
Artık sabah beşte kalkmak zorunda değil. | Open Subtitles | على الأقل , فهو لن يكون مضطراً لأن يستيقظ في الخامسة صباحاًَ |
Hem artık ikimiz de saat beşte çıkabiliriz, değil mi? | Open Subtitles | حقا , سنخرج كلنا في الخامسة . اليس كذلك؟ |
Bekleyemem. Mesaim beşte başlıyor. | Open Subtitles | لا يمكنني الانتظار فورديتي تبدأ في الخامسة مساءاً |
15'inde ıslah evinde: Araba çalmış. | Open Subtitles | في الخامسة عشر، كان في الإصلاحية لأنه سرق سيارة. |
Sana yeniden 15'inde hissettirebilirim. | Open Subtitles | سأجعلك تشعرين وكأنك في الخامسة عشر من عمرك. |