"في السقيفة" - Traduction Arabe en Turc

• tavan arasında
• çatı katında
• barakada bir
• kulübede duruyordu
• kulübededir
• çatı katına
• çatı arasında

Sonra birden fark etti. Oğlu, dedem tavan arasında derken neyi kastettiğini.
و لاحظ فجأة ما قصده أبنه عندما قال أن جدّه في السقيفة

tavan arasında eskimiş bir takım planları olan bir adamla karşılaştı.
قد قابل رجلا ، بالصدفة ، يمتلك بعضا من المخططات القديمة في السقيفة

Eğer tavan arasında, oynayacak boşluk olmasını seviyorsanız buna bayılacaksınız.
إذا أردت مساحة في السقيفة سوف تكون سعيداً

"çatı katında yarasa." "Araba anahtarı kaybolmuş."
" مضارب في السقيفة " " مفاتيح سيارة مفقودة "

Bu sabah barakada bir tek sen vardın.
وكنت الوحيد في السقيفة هذا الصباح

Ama annen ona katlanamadığı için kulübede duruyordu.
كانت أمك تكرهه لذا فقد عاش في السقيفة

- Eğer kireç kullanıyorsak kulübededir.
إذا كان لدينا هذا الجير الزراعي في أي مكان قد يكون في السقيفة شكراً لك

Bu yüzden insanlar jakuzilerini çatı katına kurmuyor veya içlerinde bunları pişirmiyor.
لهذا لا يطهي الناس في تلك الأشياء او يركبوهم في السقيفة

Rüzgâr, çatı arasında sesler çıkarıyor.
إنها الرياح، تعطي أصواتا في السقيفة

Selam. Babam hayatta. tavan arasında saklanıyor.
مرحباً, أبي على قيد الحياة إنه يختبيء في السقيفة

Birkaç gün önce bulduğu kaçak babasını tavan arasında saklıyordu.
لقد وجد أبيه الهارب مبكراً هذا الأسبوع و كان يخبئه في السقيفة

Ama ağabeyimle tavan arasında olduğumu hatırlıyorum.
و لكني أتذكر أنني كنت في السقيفة مع أخي

Buyurun, Teğmen. Sonunda tavan arasında buldum.
تفضل وجدتها أخيراَ في السقيفة

Sanırım George Michael, Ann'i tavan arasında saklıyor.
أظن أن (جورج مايكل) يخبيء (آن) في السقيفة

Michael, hapisten kaçtığından beri tavan arasında yaşayan babasıyla yüzleşmeye karar verdi.
قرر (مايكل) ان يواجه أبيه الذي كان يعيش في السقيفة منذ هروبه من السجن

Micheal çatı katında yaşayan kaçak babasını kontrole gitti.
ذهب (مايكل) للأطمئنان على أبيه الهارب -الذي كان يعيش في السقيفة

Tamam. Onunla çatı katında buluşurum.
حسناً سأقابلها في السقيفة

Çünkü Lily her gün öğlene kadar uyuyor ve sen de zamanını çatı katında saklanarak geçiriyorsun.
لأن (ليلي) تنام حتّى الظهيرة يومياً وأنت تقضي وقتك مختبئاً في السقيفة

Dışarıda barakada bir jeneratör var.
هناكَ مولد في السقيفة

Bence kulübededir.
أعتقد في السقيفة.

Michael'ın babası kısa süre önce çatı katına jakuzi kurdurdu. - Ne oldu sana?
والد (مايكل) ركب لتوه حوض ساخن في السقيفة

Colette'in cesedini çatı arasında sakladın çünkü Bunny'nin olayını bozmasını istemiyordun?
إذا قد اخفيت جثة (كوليت) في السقيفة حتى لا تسرق بريق (باني) ؟