"في السينما" - Traduction Arabe en Turc

    • sinemada
        
    • sinemalarda
        
    • filmi
        
    • Sinemadaki
        
    • film
        
    • Sinemaya
        
    • filmlerde
        
    • Sinemadaydım
        
    • filmde
        
    • sinema
        
    Böylece buradaki problem, anksiyetenin yarattığı duyguya sinemada rastlayıp rastlayamayacığımız problemidir. Open Subtitles والسؤال الآن بالطبع هو هل نستطيع مقابلة عاطفة القلق في السينما
    Başlamak gerekirse, bir çeşit benim keşfim olan yapay yeryüzü şekilleri sinemalarda her zaman kullanılıyor. TED أوّلا، المناظر الطبيعية الاصطناعية، والتي اخترعت بعضا منها، وهي دائما ما تستخدم في السينما.
    Sinemayı kastediyor... John Wayne'nin filmi. Open Subtitles أنها تَعْني في السينما ذلك الفيلمِ بطولة جون وَين
    Sinemadaki o adamı ben öldürmüş olamazdım. Open Subtitles لم أكن قادراً على قتل ذاك الشخص في السينما
    "Upwake"in bir film kadar görsel ve işitsel bir kalitede olmasını istedim. TED أردت للعرض نفس المؤثرات الصوتية و السمعية التي تستخدم في السينما
    Ya briç oynuyordu ya Sinemaya gidiyordu ya da arkadaşlarıyla kahve içiyordu. Open Subtitles كانت دائماً تلعب الورق أو في السينما أو تحتسي القهوة مع صديقاتها
    Çünkü sen film isindesin... ve filmlerde hırsızları kahraman yapamazsın, değil mi? Open Subtitles لأنك تعمل في السينما وفي السينما لا يمكن أن يكون اللصوص أبطال، أليس كذلك؟
    "Sinemadaydım." bahanesi başka kim kullandı biliyor musun? Open Subtitles هل تعلم من أيضا استخدم "حجة "لقد كنت في السينما
    Babasıyla arabalı sinemada geçireceği bir gecenin onu neşelendireceğini sanmıyorum. Open Subtitles و لا اعتقد ان يومك معها في السينما سوف يبهجها
    sinemada seyretme şansın yok ama Cumartesi akşamı üniversitede oynayacak. Open Subtitles لم اشاهده في السينما ولكنه يعرض في الكليه يوم السبت
    Ve sinemalarda erkeklerin yanında oturan kadınlar gördüm. Open Subtitles و رأيت النساء . يجلسن مع الرجال في السينما
    Şimdi, buna sinemalarda bilet sırası denir. Open Subtitles وهذا يطلق عليه طابور الانتظار في السينما
    Bir yerine iki vampir filmi gösteriyorlar. Open Subtitles أنها تظهر اثنين من مصاصي الدماء المسلسلات في السينما بدلا من واحدة.
    Bunu bilmiyorum. Uzun bir gangster filmi geleneğimiz var. Open Subtitles لست أعرف، لدينا تقليد أساسي عن العصابات في السينما
    Görüntü kalitesinin Sinemadaki kadar iyi olduğunu söylüyor. Open Subtitles يقول أن عمل الكاميرا بجودة كما لو أننا في السينما
    Sinemadaki parfüm kokusu alerjimi azdırmıştı. Open Subtitles كانت لدي حساسية من العطر الموجود في السينما
    Tatlım, hepsi sana göre öyle. İzlemek istediğim bir film var. Open Subtitles عزيزتي، لو أن ذلك لن يضايقك، فإنني أود مشاهدة أحد الأفلام في السينما
    Yanımda oturan kadından gelecek hafta Sinemaya harika bir film geleceğini duydum! Open Subtitles سمعت سيدة في السينما تقول أن الأسبوع القادم سيعرض فيلما رائعا
    Roma Üniversal Stüdyoları sizi filmlerde oynayacak yeni yüzleri bulma avına davet ediyor! Open Subtitles استديوهات يونيفرسال، روما تدعوكم للمشاركة في البحث عن الوجوه الجديدة في السينما
    Sinemadaydım. Open Subtitles لقد كنت في السينما
    Kendimi bir filmde izliyormuşum gibi hissettim. Open Subtitles شعرتُ وكأني كنتُ في السينما أشاهد فيلماً
    Bak, biri sinema için bedava patlamış mısır kuponu bırakmış. Open Subtitles إنظري، لقد ترك أحدهم قسيمة لتناول الفشار في السينما مجاناً.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus