| Bu araba önüne park edildi Stansburys evinin sabah erken, gece geç saatlerde. | Open Subtitles | هذه السيارة رُكِنَتْ أمام منزل آل ستانسبيرز مبكراً في الصباح, في آخر الليل |
| Hiç sabah bu kadar erken saatte dışarı çıkmış mıydık? | Open Subtitles | لم يسبق لنا وأن خرجنا سويا معاّ في الصباح في وقتاّ مبكراّ؟ |
| Genelde sabah ilk uçağa, 9:00 uçağına binerdi. | Open Subtitles | لقد اعتادت على أخذ الطائرة الأولى في الصباح في الساعة التاسعة |
| Yarın sabah saat kaçta görüşelim? 10:00? | Open Subtitles | وألقاكم في الصباح في حوالي العاشرة أو العاشرة والنصف |
| Şunu da bilmelisiniz, bu sabah buraya gelirken 3 kişi beni Cadılar Bayramı kostümü giymiş sandılar. | Open Subtitles | لابد أنك لاحظت هذا في الصباح , في طريقنا إلى هنا ثلاثة أشخاص ظنوا أنني أرتدي زياً |
| Bir sonraki en uygun uçuş, yarın sabah saat 10.00'da. Yerel saatle, akşam 6.30'da New York'a iniyor. | Open Subtitles | الرحلة التالية في الصباح في الساعة العاشرة تصل لنيويورك في السادسة |
| Güzel. yarın sabah 9:00'da orada bir adam olacak, adı Yuri. | Open Subtitles | حسنا ، سيكون هناك رجل غدا في الصباح في الساعة التاسعة اسمه يوري |
| Güzel. Yarın sabah saat 9'da orada bir eleman seni bekliyor olacak. Adı Yuri. | Open Subtitles | حسنا ، سيكون هناك رجل غدا في الصباح في الساعة التاسعة اسمه يوري |
| Bir sabah uyandığında kanla kaplı bir yatak görmek için mi? | Open Subtitles | ان تستيقظ في الصباح في سرير مليئ بالدماء ؟ |
| sabah Çin Mahallesi'nde bir yeri kapatacağım. | Open Subtitles | أنا لدي أقربَ شيئٍ في الصباح.. في الحوضِ الصيني. |
| sabah acil bir ameliyat için izin gününde çağrılmış. | Open Subtitles | إنها رئيسة متخصصي الأعصاب هنا. تم استدعائها في الصباح في يوم عطلتها |
| Pekala, antrenörüne göre Melvoy, maç günleri sabah erkenden gelip kendi başına burada çalışırmış. | Open Subtitles | قال المدرب ان Melvoy تأتي هنا في الصباح في يوم المباراة والعمل بها نفسها. |
| Bir sabah, Serpentine sularının altında boğuldu. | Open Subtitles | أغرق نفسه في الصباح في بحيرة "السيربينتاين" |
| - Bu sabah gördüm. | Open Subtitles | لقد رأيتهُ في الصباح في المدرسة؟ |
| sabah Barkat kardeşimin amcamın kulübünde görüşürüz. | Open Subtitles | أنا سوف أراك في الصباح في بركات الأخ... نادي بركات العم. |
| Ertesi sabah bu çıplak öpücük köyünde uyandık. | Open Subtitles | علمنا في الصباح في قرية بعد الكسينق |
| Bu sabah 2 gibi falan geldi bu. | Open Subtitles | لقد جاء في الصباح في تمام الثانية صباحاً ! |
| sabah 6'da yola çıkıyoruz. | Open Subtitles | نمارس في الصباح في ستة أكواب. |
| Haziranda sabah havası. | Open Subtitles | الهواء في الصباح في شهر جوان. |
| Casey bu sabah Griffith Park'ta tutuklandı. | Open Subtitles | ...(لقد تم القبض على (كاسي (في الصباح في حديقة (جريفث |