Beyaz Zombi, bir zombiyi Göğsünden vurmanın onu öldürmeyeceği fikrini öğreten film. | Open Subtitles | قدّمَ الزومبي الأبيضُ فكرة أن زومبي لا يَقْتلَه إطلاق نار في الصدر |
Anladığım kadarıyla Göğsünden bir kez vurulmuş. Yanmamış barutun dumanı bu şekilde olmaz. | Open Subtitles | بحسب ما أستطيع قوله لقد تعرض لطلقة نارية واحدة في الصدر |
Kaçışı baştan beri planlıymış. Sadece onu Göğsünden vuracağından emin olacağı birini istedi. | Open Subtitles | ان هروبه كان دائما خطة الدعم كانت خطته مبنية على أن الرصاصة تدخل في الصدر ليفعل قنبلة الدخان |
Yolcunun bacak ve kollarında ağrılar var, sürücünün Göğsünde ağrı var. | Open Subtitles | الراكب لديه ألم في الساق والذراع السائق عنده ألم في الصدر |
Ayrıca Göğsünde ek bir düzeltme ameliyatı yapılması gerekti. | TED | وكان يحتاج إلى جراحةِ تجميليةِ في الصدر. |
Bir asker göğsüne saniyede 100 mermi yese bile bana mısın demiyor. | Open Subtitles | جندي يطلق 100 دورة في الصدر في الثانية ولا يتحرك بخطوات متباعدة |
Gözlerindeki korku ve Göğsündeki bıçak annem hakkında hatırladığım son şeyler. | Open Subtitles | الخوف في عينيها والسكِّين في الصدر هذا آخر ما أذكره لأمي |
Jason Kinsey Göğsünden aldığı tek bir silah yarası nedeniyle ölmüş. | Open Subtitles | توفي جيسون كينزي من انفجار قسري واحد في الصدر. |
Gözleri bağlanmış ve Göğsünden bir kez vurulmuş. | Open Subtitles | تم عصب عينيه واطلق النار عليه في الصدر مرة واحدة |
Bir keresinde bir kadının dizinde 22'lik bir kesme kurşun bulmuştum. Üstelik Göğsünden vurulmuştu. | Open Subtitles | مرة استخرجت رصاصة عيار 22 كاليبر من ركبة امرأة اصيبت بالرصاصة في الصدر |
-Erkek arkadaşını üç kez Göğsünden vurduğunu okumuştum. | Open Subtitles | قرأت في مكان ما أنك أطلقت على صديقك ثلاث مرات في الصدر |
Onu öldüren şey, Göğsünden boydan boya geçen kurşun. | Open Subtitles | ما قتله هو رصاصة في الصدر لقد دخلت من الخلف |
Yeşil maskeli bu adam vuruluyor, Göğsünden diye tahmin ediyoruz. | Open Subtitles | فأُصيب هذا الرجل بقناع التزلج الأخضر، نعتقد في الصدر. |
Kurban otuz yaşlarında bir kadındı, Göğsünden iki kere vurulmuştu. | Open Subtitles | الضحية كانت سيدة في الثلاثين من عمرها أصيبت برصاصتين في الصدر |
Göğsünde bir cihaz var, büyük ihtimalle enerji kaynağı. | Open Subtitles | هناك جهاز في الصدر تشير أجهزة الاستشعار بأنه يمكن أن يكون وحدة للطاقة |
İki ceset. İkisinin de karın ve Göğsünde benzer bıçak yaraları var. | Open Subtitles | جثتين، مع طعنات مثماتلة تقريبا في الصدر والبطن. |
Ayrıca Göğsünde ezilme ve kaburgalarında kırıklar vardı. | Open Subtitles | و قد تعرض كذلك لكدمات في الصدر و كسور في الضلوع |
Dün gece göğsüne üç mermi yiyen birine benziyor muyum? | Open Subtitles | هل أبدو كشخص تلقى 3 رصاصات في الصدر الليلة الماضية؟ |
Birinin göğsüne bıçak dayayıp, çadır kazığı gibi kalbine sokmak başka. | Open Subtitles | وغرز سكين في الصدر واقتحام منزل هو شيء آخر تماماً |
Biber özlü spreyle adamlara karşı koyunca göğsüne kurşun yemiş. | Open Subtitles | وتلقت واحدةً في الصدر جراء ذلك كانت تحمل رذاذ الفلفل ؟ |
Göğsündeki 45 kalibrelik kurşunun yardımıyla. | Open Subtitles | أجل لقد تلقى خيانة الفريق برصاصة من عيار45 في الصدر |
Dışarı çıkmak üzereydik ve göğsü ağrımaya başladı, sonra aniden bayıldı. | Open Subtitles | كنا على وشك الخروج، وحصل آلام في الصدر وانهار فجأة. |
Bir tane sol omuzda, göğüste bir tane ve iki tane sağ kolda. | Open Subtitles | واحدة في الكتف الأيسر ، واحدة ل في الصدر واثنان في ذراعه اليمنى. |
Bilgisayarlı tomografi, tümörün Göğüs,karın ve kalça kısımlarına da yayılıp yayılmadığını göstericek. | Open Subtitles | أشعة مقطعية، وفحص في الصدر والبطن والحوض لمعرفة ما إذا كان إنتشر |