Çocukken sana öğretilenler, senin peşini hiç bırakmaz, değil mi? | Open Subtitles | ما تتعلمه في الصغر لا تنساه أبدا ، أليس كذلك؟ |
Çocukken neredeyse özel ihtiyaçlı sınıfına alınacaktım. | TED | تم تصنيفي في الصغر على أنني من ذوي الإحتياجات الخاصة |
Ben Çocukken, böyle yemekli eğlenceli partiler yoktu. | Open Subtitles | لم نحصل على هذه الحفلات في الصغر بالطعام المتكلّف والترفيه |
Ben Çocukken, böyle yemekli eglenceli partiler yoktu. | Open Subtitles | لم نحصل على هذه الحفلات في الصغر بالطعام المتكلّف والترفيه |
Çocukken "sataşma" dediğimiz şeye, büyüyünce "baştan çıkartma" diyoruz. | Open Subtitles | ماكان يسمى في الصغر مضايقة ربما الان يسمى شذوذا |
Oğlum daha küçücük bir Çocukken şöyle bir şey dediğini duydum. | Open Subtitles | عندما كان ابني في الصغر لقد سمعناه مرة يقول |
İki. Çocukken yaptığımız hiçbir şeyden bahsetmek istemiyorum, tamam mı? | Open Subtitles | ثانياً, لا أريدك أن تتحدث عن أي شيء فعلناه في الصغر, حسناً؟ |
Çocukken buraya geldiğimiz zamandan beri çok değişmiş olsak bile sana her zaman güvenebileceğimi biliyorum. | Open Subtitles | حتى وإن كنا تغيرنا كثيراً منذ أن قدمنا هنا في الصغر أعلم أن بإمكاني الإعتماد عليك على الدوام |
Çocukken olmuş, yüksek ateş gibi bir şey yüzünden. | Open Subtitles | و لكنه شيء حدث لها في الصغر كالحمى |
Çocukken yakındık. Şimdi sadece selamlaşıyoruz. | Open Subtitles | في الصغر ولكن الآن نتبادل التحية فحسب |
Çocukken dedektifçilik oynarlarmış. | Open Subtitles | كان لديه نادي للمخبرين في الصغر |
Çocukken seninle tanıştığımı hatırlamamam gayet doğal. | Open Subtitles | ! الكلاب لها ذكريات فظيعة يجعلُ إحساس مثالي هذا لأنني لم أتذكر مقابلتكَ لي في الصغر |
- Seri katillerin %70'nin Çocukken istismar edildiğini, %60'nın beyin hasarı olduğu biliyoruz. | Open Subtitles | -نعلم أن نسبة 70% من القتلة تعرضوا لإعتداء في الصغر و 60% بضرر عقلي |
Çocukken, penceremizden dışarı bakıp "Neden bir kadın gelip, üstünü çıkarmıyor?" diye düşünüyorduk. | Open Subtitles | كنا ننظر من نوافذ غرفنا في الصغر... متسائلين "لماذا لا تكون هناك إمرأة... تخلع ملابسها؟" |
Çocukken yemiştim bir tane. | Open Subtitles | تناولتها ذات مرة في الصغر. |
Çocukken yemiştim bir tane. | Open Subtitles | تناولتها ذات مرة في الصغر. |
Çocukken sana fazladan sos verdiğim için Hollywood'a birinci sınıf bir gezi yapacağım aklıma gelmezdi. | Open Subtitles | ما كنت لأصدق أن بإعطائك نقانق في الصغر من شأنه جلبي إلى (هوليود) في الدرجة الأولى |
Hera, Çocukken babamın bana çaldığı bir şarkının notalarını yazdı. | Open Subtitles | ...(هيرا) كتبت أغنية كان والدي يعتاد على اسماعها لي في الصغر |