Arabayı yuvarlamak isterken kendini onun Bagajında buldu. Hadi sebebini bulalım. | Open Subtitles | لذا، يُحاولُ التَخَلُّص من السيارةَ، لكن يَنتهي في الصَندوقِ بدلاً مِن ذلك. |
Bagajında olduğun arabanın önüne atladı. | Open Subtitles | قَفزتْ في الجبهةِ a سيارة مؤثّرة مَعك في الصَندوقِ. |
Blue Bay şehir merkezinde, 2-8-8-A-J-H plakalı bej renkli Buick LeSabre marka bir arabanın Bagajında bir kadın cesedi var. | Open Subtitles | نعم، هناك بويك ليسابر بيجي، لوحة رخصة 2-8-8 A J H... ... قيادةسيارةحول خليجِمدينةِالأزرقِ مَع بنت ميتة في الصَندوقِ. |
bagajda bir şeyin varsa, hemen çıkarsan iyi olur. | Open Subtitles | اذا كان هناك شيء في الصَندوقِ , من الأفضل أن تُخرجَه. |
Eğer tek başına canın sıkılırsa bagajda eşlik edecek bir şeyler var. | Open Subtitles | على الأقل إذا أحسستِ بالوحدة، هناك بَعْض الشركاء في الصَندوقِ. |
Blue Bay şehir merkezinde, 2-8-8-A-J-H plakalı bej renkli Buick LeSabre marka bir arabanın Bagajında bir kadın cesedi var. | Open Subtitles | نعم، هناك بويك ليسابر بيجي، لوحة رخصة 2-8-8 A J H... ... قيادةسيارةحول خليجِمدينةِالأزرقِ مَع بنت ميتة في الصَندوقِ. |
İyi ki bagajda bu palto varmış | Open Subtitles | هو a شيء جيد كَانَ عِنْدي هذا المعطفِ في الصَندوقِ. |
Hayır, hediyen bagajda, ölü hâlde. | Open Subtitles | لا، الشحنة ميتة في الصَندوقِ. |