Yakında bizi aramaya başlayacaklar. Sabaha kadar her yer aranmış olacak. | Open Subtitles | سيبدأون بالبحث عنّا بعد قليل سيكون هناك بحث شامل في الصّباح |
Antibiyotikler daha iyi hissetmesini sağlayacak. Sabaha taburcu olur. | Open Subtitles | ستشعرها المضادّاتُ الحيويّةُ بالتحسُّن، وستخرجُ من هنا في الصّباح |
Bu yüzden çok tavsiye ederim. İkinizi de Sabaha ayarlıyorum. | Open Subtitles | لهذا أوصي به جدّا سأبرمج عمليتكما في الصّباح |
sabahları olan o kusmuk ve kayganlaştırıcı kokusunu özlemiyorum tabii ama onu özlüyorum işte. | Open Subtitles | لا أفتقدُ رائحة القيئ وزيت التّشحيم في الصّباح. لكننّي أفتقدهُ حقاً. |
Geceleri uyuyamıyor, sabahleyin de uyanamıyordu. | Open Subtitles | هو لا يستطيع النوم في الليالي، ولا يستطيع الإستيقاظ في الصّباح |
sabah ilk iş, çocuğun baş parmağını James Dorf'a postala. Dinliyor musun? -Evet. | Open Subtitles | أوّل شيء تفعله في الصّباح ترسل إبهامه إلى جيمس هل تستمع؟ |
İsterdim, ama yarın Sabaha sözlü bir raporum var. | Open Subtitles | اود ذلك لكن لدي تقرير شفهي في الصّباح. |
Sabaha görüşüyoruz o zaman, piç. | Open Subtitles | موعدنا في الصّباح إذًا، أيّها النّغل. |
Bay Durant böyle olmasını istedi. Sabaha göndereceğim. | Open Subtitles | سيفعل السّيّد (دورانت) الأمر بطريقته، سأرسله في الصّباح. |
Sabaha buraya gerçek Alan Fahey'i aramaya gelecekler. | Open Subtitles | في الصّباح سيأتون إلى هنا باحثين عن (آلان فاهي). |
Gece yazıcıdan çıktı alıp sabahları da yeniden yazdırıyor. | Open Subtitles | يطبعونه طوال اللّيل ثمّ يدخلونه مُجدّدًا في الحاسوب في الصّباح. |
Evet. Parfümünü ve sabahları içki kokmanı özledim. | Open Subtitles | أنا مشتاقة لرائحة التوابل القديمة والويسكي في الصّباح |
sabahları sessizliği severim Evet sabahın sessizliği Ben de severim | Open Subtitles | أحبّه هادئ في الصّباح . نعم . هادئ في الصّباح . |
Mezuniyet töreni yarın ve geceleyin burada olursan sabahleyin sınıfla yürüyebilirsin. | Open Subtitles | التّخرُّج غـدًا، وإن بقيتِ يُمكنك السّير مع الفصل في الصّباح. |
sabahleyin arayabilirim | Open Subtitles | أنا يمكن أن اطلب سياره نقل في الصّباح. |
sabahleyin iyileşsen de, iyileşmesen de şu panjurlar açılacak. | Open Subtitles | في الصّباح هذا الشّيش سينفتح سواء عُولِجْتَ ... أو لا . |
Hikayeni disiplin kuruluna anlatırsın sabah ilk iş olarak. | Open Subtitles | حسنا، أنت يمكن أن تروي قصّتك إلى اللجنة التأديبية أوّل شيء في الصّباح. |
Okulu arayıp onlara sabah ilk iş olarak ev ödevini teslim edeceğini söyle. | Open Subtitles | اتصل بالمدرسة وأخبرهم أنْ مشروعك سيكون هناك في الصّباح الباكر |
...sabah ilk iş olarak bu melanom fabrikasını terk edeceğim. | Open Subtitles | وثمّ في الصّباح سأخر من هذا المكان المُزري أوّل شيء صباحًا، أفهمتم؟ |