Dronların topladığı akustik veriyi birleştirmeye başlayınca, bir resim ortaya çıkmaya başlar. | TED | فبمجرد تثبيت البيانات الصوتية المجمعة بواسطة المراكب المسيرة، تشرع الصورة في الظهور. |
Bu şekilde ortaya çıkmaya bir son vermelisin. Ödümü koparıyorsun. | Open Subtitles | لا يمكنكِ الاستمرار في الظهور على هذا النحوُ و إفزاعي. |
Bir hafta önce şu ölü alanlar ortaya çıkmaya başladı. | Open Subtitles | ، منذ أسبوع مضى بدأت تلك البقع الميتة في الظهور |
Birkaç hafta sonra icatlarım kara borsada yüz göstermeye başladı. | Open Subtitles | بضعة أسابيع في وقت لاحق إختراعاتي بدأت في الظهور بالسوق السوداء |
Birkaç hafta sonra icatlarım kara borsada yüz göstermeye başladı. | Open Subtitles | بضعة أسابيع في وقت لاحق إختراعاتي بدأت في الظهور بالسوق السوداء |
ve bakarsanız, olanları görebilirsiniz, ortaya çıkmak üzereler. | TED | وإذا نظرت، يمكنكم أن تروها تقع، بدأت بالفعل في الظهور. |
Seni izliyor olacağım ve eğer yanlış bir şey yaparsan tekrar ortaya çıkıp seni görevden almakta tereddüt etmem. | Open Subtitles | سأراقبك. وإن أخطأت، لن أتردد في الظهور وإزالتك من منصبك. |
Onlardan çok, bizim hakkımızda bir şeyler söyleyen bir düzen ortaya çıkıyor. | TED | وثمة نموذج بدأ في الظهور ويقول الكثير بشأننا أكثر مما يقول بشأنهم. |
Kısa bir süre içinde, binlerce siyah ve beyaz kirlilikten yapılmış sanat eserleri küresel çapta ortaya çıkmaya başladı. | TED | وحالًا، الآلاف من الأعمال الفنية المصنوعة من التلوث الأبيض والأسود بدأت في الظهور على المستوى العالمي. |
Eyleme yönelik bu ders programının uygulanabileceği tarz bir liberal arts eğitimi ortaya çıkmaya başlamıştır. | TED | والفنون الليبرالية الجديدة التي يمكن أن تدعم هذا منحى المناهج وقد بدأت في الظهور. |
içinizde, dünyadan daha güçlü bir kuvvet olduğunu düşünmeye başladığınız an, gücünüz ortaya çıkmaya başlayacak, hayatınızı değiştirecek, sizi doyuracak, giydirecek, koruyacak, yol gösterecek eğer izin verirseniz varlığınızı besleyecek | Open Subtitles | فإن هذا الشيء الذي بداخلك هذه القدرة داخلك التي هي أكبر من العالم ستبدأ في الظهور |
Sonra güçlendi ve istediği zaman ortaya çıkmaya başladı | Open Subtitles | ثم أصبح أكثر عنفاً وقوة وبدأ في الظهور عند الرغبة |
Böylece ağaçlar daha uzun ve hızlı büyüyor ve ormanlar ortaya çıkmaya başlıyor. | Open Subtitles | لذا تنمو الأشجار أسرع وأطول والغابات تبدأ في الظهور |
Böylece ağaçlar daha uzun ve hızlı büyüyor ve ormanlar ortaya çıkmaya başlıyor. | Open Subtitles | لذا تنمو الأشجار أسرع وأطول والغابات تبدأ في الظهور |
Birkaç hafta sonra icatlarım kara borsada yüz göstermeye başladı. | Open Subtitles | بضعة أسابيع في وقت لاحق إختراعاتي بدأت في الظهور بالسوق السوداء |
Birkaç hafta sonra icatlarım kara borsada yüz göstermeye başladı. | Open Subtitles | بضعة أسابيع في وقت لاحق إختراعاتي بدأت في الظهور بالسوق السوداء |
Televizyona çıkmak isteyen aptalın teki sadece. | Open Subtitles | إنه مجرد شخص أخرق يرغب في الظهور على التلفاز |
Neden siz ikiniz ortaya çıkıp duruyorsunuz? | Open Subtitles | لماذا تستمر كلتاكما في الظهور في طريقي ؟ |
Teknolojik el sanatları diyoruz çünkü bunlar yeni ortaya çıkıyor. | TED | نحن نسميها حرف تكنولوجية لانها آخذة في الظهور |