Onu al ve DC'de ki Hoover binasına götür. | Open Subtitles | فقط احضره خذه الى مبنى الهوفر في العاصمه |
Açikçasi sen DC'de yasarken, seninle arkadas kalmak çok daha kolaydi. | Open Subtitles | بصراحه... كان من السهل جدا صداقتك عندما كنتي تعيشين في العاصمه |
Bütün yaz DC'de olacağım. Yuvadan ayrılıyorsun. | Open Subtitles | سأقضي الصيف بأكمله في العاصمه |
Tayvan ve Çin Washington'da bir yerde gizli bir toplantı yapacaklar. | Open Subtitles | تايوان و الصين لديهم اجتماع سري في مكان ما في العاصمه |
Washington, D.C. de bir sürü heyecan verici şey oluyor | Open Subtitles | هناك الكثير من الاثاره تحدث في العاصمه الان |
Yalakalık yapacağınız kimseler varsa, onları da Washington'a götürelim. | Open Subtitles | إذا كنت تملك مؤخرات نيويورك لتقبلها سننقلهم لك في العاصمه |
Washington'da bir yerde kayıt dışı bir toplantı. Dikkat çekmeyen bir yer demek. | Open Subtitles | اجتماع سري في العاصمه, لابد ان يكون مكان غير متوقع |
Washington'daki o otoparkta bize saldıranlar kimlerdi.? | Open Subtitles | من الذي هاجمنا في موقف السيارات في العاصمه ؟ |
Washington'daki o otoparkta bize saldıranlar kimlerdi.? | Open Subtitles | من الذي هاجمنا في موقف السيارات في العاصمه ؟ |
Washington'daki Kızılderili mahkemelerinin incelemesi gerekiyormuş önce. | Open Subtitles | المحكمة الهندية في العاصمه عليها السماح اولا |
Lewis-McChord, Washington'un dışında Medigan Askeri Medikal Merkezi'nde görev yapıyorum. | Open Subtitles | انا رئيس القسم الطبي في الجيش في قسم لويس مـكهورد في العاصمه واشنطن |