filmde bu şekilde karşımıza çıkmıyorlar çünkü onlar daha geniş sahnelerin parçasıdır. | TED | و ليس المهم في هذه المقاطع كيفية وقوعها في الفلم لأنها جزء من مشاهد أكبر. |
Stentler ve şeker hastalığı için insülin pompaları gibi, daha önceden yaptığımız şeyleri, bir önceki filmde tartışmıştık. | TED | ناقشنا في الفلم السابق ، بعض الأشياء القديمة التي قمنا بها مثل الدعامات ومضخات الأنسولين لمرضى السكري |
Ama filmde çok güzel bir çatışma sahnesi vardı denemek istedim. | Open Subtitles | لكن كان هناك بعضا من إطلاق النار في الفلم وكان لابد أن نحاول |
Ama filmlerde sırrı saklamak zorunda olan kişi genelde öldürülür ya da işlerine geri dönerler. | Open Subtitles | ولكن عادة الشخص في الفلم , الذي يعرف السر اما يكون مقتولاً أو يعود الى العمل |
Evet, "Neddy savaşa gidiyor" filminde bir kez bununla uçmuştun. | Open Subtitles | مش انت طيرت بيها في الفلم اياه |
Bi saniye. Bu .iktimin filmindeki gibi. | Open Subtitles | لحظة واحدة هنا بالضبط عند الرقم اثنين، أخطأوا في الفلم |
filmde ki en romatik sahne ne olurdu biliyormusun? | Open Subtitles | أنت تعرف مآ يمكن أن يجعل المشهـد جيد في الفلم الرومنسي؟ |
İstersen bir basket maçında olsun veya gökyüzüne yaz veya zevksiz bir adamın, klişe bir filmde pastaya saklaması gibi olsun. | Open Subtitles | سواء في مباراة كرة سلة أو في طائرة نفاثة أو أنت تعرف، كالرجل الأعرج في الفلم الأجنبي |
- Bu filmde benim kanım var, tamam mı? Vilnadaki küçük Yahudi mahallesinden gelen kanım. | Open Subtitles | لقد تعمدت وضع الكثير من الدماء في الفلم لأن أفلام الدماء دائماً تعود ومعها التمثال الصغير |
filmde yeni bir duygu keşfettiniz sanki. | Open Subtitles | أقدر هذا منك. في الواقع, أظن أنك اكتشفت, مثل, مشاعر جديدة في الفلم. |
Beklemeye değersin. Eminim o filmde böyle diyorlardı. | Open Subtitles | أنت تستحقين أن أنتظرك أنا متأكد أن هذه الجملة كانت في الفلم الذي شاهدتيه |
Bir piyeste veya filmde birine vuruyormuş gibi yapmaya ne deniyordu? | Open Subtitles | ماذا يسمى في المسرحية ؟ او في الفلم عندما تتظاهر انك تضرب شخص ما وانت لم تفعل ؟ |
Paul Newman'ın ölmesi çok kötü oldu. Bu filmde benimle oynayabilirdi. | Open Subtitles | من المؤسف أن بول نيومان قد مات كان بإمكانه أن يضعني في الفلم |
Ve gerçekten öldüğümde herkes bana bakıp da "filmde çok daha güzel ölmüştü" demeyecek. | Open Subtitles | وهم يقولون : أوه، ماتت بشكلٍ افضل بكثير في الفلم |
Ama geri dönüp filmde olmayacağını söyleyince teslim oldu. | Open Subtitles | لكن عندما عدت وأخبرتها أنك لن تشارك في الفلم على الإطلاق، استسلمت. |
- Evet ama seni filmde kötü gösteririm. | Open Subtitles | ولكن، لي الحق في أن أجعلك تظهر بمظهر الأبّ السئ في الفلم ، حسنٌ ؟ |
filmde ikisini birden nasıl kırabilmiş ki? | Open Subtitles | بحق الجحيم كيف كانت تكسر كلٌ منهما في الفلم ؟ |
O iyi, sadece sersemlettik. Lânet olası! filmde daha az acıtıyormuş gibi görünüyordu. | Open Subtitles | أوه , أنه بخير , أنها الصدمة فقط. في الفلم , بدا كأنه يؤذي بشكل أقل بكثير. |
Galiba filmlerde önce adam kalbini sunuyor sonra müzik çalıyor. | Open Subtitles | أعتقد أن الشخص الذي في الفلم يقدم لها قلبه أولا و ثم تعزف الموسيقى |
Bir şey söylemek istemediklerinde filmlerde bunu söylüyorlar. | Open Subtitles | لقد كانو يقولونها في الفلم عندما لا يريدون التحدث ي شيء |
Ne yazık ki Tio'yu oynayan aktör aynı zamanda Oscar De La Hoya'nın hayatını anlatan bir Meksikan filminde başroldeydi. | Open Subtitles | لسوء الحظ, الشخص الذي يلعب دور (تيو) كان له دور في الفلم الذي يحكيقصةحياة"أوسكارديلاهويا " |
Pasaportumu kaybettim ve aynı Tom Hanks'in filmindeki gibi havalanında mahsur kaldım. | Open Subtitles | لا لقد فقدت جواز سفري و حُجِزت في المطار مثل توم هانكس في الفلم |