"في القذارة" - Traduction Arabe en Turc

    • sefalet içinde
        
    • pislik içinde
        
    • pisliğin içine
        
    • çamurun içinde
        
    Dürüst davrandın da ne oldu? Tüm hayatını sefalet içinde yaşadın işte. Open Subtitles لذا ها انت ذا، مستقيم صالح لكن تعيش في القذارة طوال حياتك.
    Onları sevmezsek, kendi oluşturduğumuz pislik ve sefalet içinde kalacağız. Open Subtitles ،إذا لم نفعل، فسنبقى في القذارة والبؤس اللذان جلبناهما لأنفسنا تحرك.
    Aileler sefalet içinde yaşıyor ve daha iyisini hak ediyorlar. Open Subtitles تلك العائلات تعيش في القذارة وتستحق ما هو أفضل.
    Hayatın boyunca pislik içinde mi yaşamak istiyorsun? Open Subtitles هل تريدين أن تمضى بقية حياتك في القذارة ؟
    Eğer bu bir rüya değilse, büyük bir pisliğin içine battım. Open Subtitles إذا لم يكن هذا حلما ، فأنا اسبح في القذارة
    Yerde çamurun içinde öylece kıvranırken sonra botlarımla onun üzerinde tepineceğim. Open Subtitles و بينما هو يتلوى هنا و هناك على الأرض في القذارة
    Yok mu? sefalet içinde yaşamanızı yaşam tarzı olarak yorumlamıştım ben de. Open Subtitles ظننت أنّ العيش في القذارة مجرد أسلوب اخترتوه لعيش حياتكم
    Şu anda dışarıda kaç tane parlak zeka bakımsızlık ve sefalet içinde çürüyor? Open Subtitles كم عقل لامع يتواجد في الوقت الراهن متعفن في القذارة و الإهمال
    Adeta komiteniz tüm Washington'la birlik olup sefalet içinde rahat etmemizi bekledi. Open Subtitles كما لو أن لجنتكم انضمت مع كل "واشنطن" وتنتظرون في ما كنتم تتوقعون أننا سنكون مرتاحين في القذارة
    Çünkü Alexis sefalet içinde yaşayamaz. Open Subtitles لأنّه لا يُمكن لـ(ألكسيس) أن تستمر في القذارة.
    İnsanların senin çalıştığını görmesinden çok, pislik içinde yaşamayı seviyorsun. Open Subtitles تفضّل العيش في القذارة على أن يراك الناس تجرف
    Bozulmuş yemekler yemekten ve pislik içinde uyumaktan bıktım. Open Subtitles لقد سئمت من أكل الطعام العفن النوم في القذارة ..
    Tom'u kendinle birlikte pisliğin içine çekmeye çalışan bahçedeki yılansın ama hâlâ biraz iyilik yapmak için bir şansın var. Open Subtitles أنت الأفعى في الحديقة محاولة اسقاطه أرضاً معك في القذارة ولكن ما زال بامكانك أن تفعلي شيئاً جيداً
    - Bir kürek kap. Çünkü pisliğin içine düşmüşsün. Open Subtitles - جد لنفسك رفشاً،فأنت غارق عميقاً في القذارة -
    Sopayı bana öyle sert sallattırdı ki çamurun içinde topaç gibi dönüyordum ve oyun dışı kaldım. Open Subtitles لقد قام بالتأرجح بكل قوة لقد كنت اركض في القذارة وقد قمت بذلك وحسب
    Bu halinle çamurun içinde sürünüyorsun sanıyordum. Open Subtitles ظننت إنّك في مكان تزحف في القذارة.

    Les mots et expressions les plus fréquents

    Arabe-Turc: 10k, 20k, plus | Turc-Arabe: 10k, 20k, plus