Dürüst davrandın da ne oldu? Tüm hayatını sefalet içinde yaşadın işte. | Open Subtitles | لذا ها انت ذا، مستقيم صالح لكن تعيش في القذارة طوال حياتك. |
Onları sevmezsek, kendi oluşturduğumuz pislik ve sefalet içinde kalacağız. | Open Subtitles | ،إذا لم نفعل، فسنبقى في القذارة والبؤس اللذان جلبناهما لأنفسنا تحرك. |
Aileler sefalet içinde yaşıyor ve daha iyisini hak ediyorlar. | Open Subtitles | تلك العائلات تعيش في القذارة وتستحق ما هو أفضل. |
Hayatın boyunca pislik içinde mi yaşamak istiyorsun? | Open Subtitles | هل تريدين أن تمضى بقية حياتك في القذارة ؟ |
Eğer bu bir rüya değilse, büyük bir pisliğin içine battım. | Open Subtitles | إذا لم يكن هذا حلما ، فأنا اسبح في القذارة |
Yerde çamurun içinde öylece kıvranırken sonra botlarımla onun üzerinde tepineceğim. | Open Subtitles | و بينما هو يتلوى هنا و هناك على الأرض في القذارة |
Yok mu? sefalet içinde yaşamanızı yaşam tarzı olarak yorumlamıştım ben de. | Open Subtitles | ظننت أنّ العيش في القذارة مجرد أسلوب اخترتوه لعيش حياتكم |
Şu anda dışarıda kaç tane parlak zeka bakımsızlık ve sefalet içinde çürüyor? | Open Subtitles | كم عقل لامع يتواجد في الوقت الراهن متعفن في القذارة و الإهمال |
Adeta komiteniz tüm Washington'la birlik olup sefalet içinde rahat etmemizi bekledi. | Open Subtitles | كما لو أن لجنتكم انضمت مع كل "واشنطن" وتنتظرون في ما كنتم تتوقعون أننا سنكون مرتاحين في القذارة |
Çünkü Alexis sefalet içinde yaşayamaz. | Open Subtitles | لأنّه لا يُمكن لـ(ألكسيس) أن تستمر في القذارة. |
İnsanların senin çalıştığını görmesinden çok, pislik içinde yaşamayı seviyorsun. | Open Subtitles | تفضّل العيش في القذارة على أن يراك الناس تجرف |
Bozulmuş yemekler yemekten ve pislik içinde uyumaktan bıktım. | Open Subtitles | لقد سئمت من أكل الطعام العفن النوم في القذارة .. |
Tom'u kendinle birlikte pisliğin içine çekmeye çalışan bahçedeki yılansın ama hâlâ biraz iyilik yapmak için bir şansın var. | Open Subtitles | أنت الأفعى في الحديقة محاولة اسقاطه أرضاً معك في القذارة ولكن ما زال بامكانك أن تفعلي شيئاً جيداً |
- Bir kürek kap. Çünkü pisliğin içine düşmüşsün. | Open Subtitles | - جد لنفسك رفشاً،فأنت غارق عميقاً في القذارة - |
Sopayı bana öyle sert sallattırdı ki çamurun içinde topaç gibi dönüyordum ve oyun dışı kaldım. | Open Subtitles | لقد قام بالتأرجح بكل قوة لقد كنت اركض في القذارة وقد قمت بذلك وحسب |
Bu halinle çamurun içinde sürünüyorsun sanıyordum. | Open Subtitles | ظننت إنّك في مكان تزحف في القذارة. |