Hayır, hiç görmedim ama depoda eski bir bot vardı. | Open Subtitles | لا، ليس من قبل، لكن هناك طوافة قديمة في المخزن. |
Ve ne yazık ki bu yetim zamanım çoğunu, içlerinden bazıları güzel tablolar olan diğer yetimlerin arasında, depoda geçirir. | TED | وللأسف، فهذا اليتيم يقضي معظم وقته في المخزن مع عدد ليس بالقليل من اليتامى الآخرين بعضهم لوحات جميلة |
depoda varsa, XX-50 kullan. XX'lerin ömrü daha uzun. | Open Subtitles | بل إستخدم اكس اكس خمسين إذا كان لدينا في المخزن قطع اكس المزدوجة لها عمر أطول |
Bu gerçek kahve. Tavuk pisliği değil. kilerde saklanmış bir çuvalda bulduk. | Open Subtitles | وهذا بنّ حقيقي، وليس مجرد بعض البهارات والقاذورات، وجدت واحدة في المخزن |
Yolun aşağısındaki depoya konmuş büyük, yuvarlak halkayı biliyor musun? | Open Subtitles | هل تعرفين الحلقة المعدنية الضخمة المخبأة في المخزن في نهاية الطريق |
Tamam... beni yakaladın. Depodaki çocuklara biraz pruno götürüyorum. | Open Subtitles | حسناً، كشفت أمري كنت أنقل شراب الخوخ إلى الرجال في المخزن |
Miss Norton ambarda oynamaların yasak olduğunu söyledi. | Open Subtitles | وآنسة نورتن أخبرتهم أنه غير مسموح لهم باللعب في المخزن |
depoda vurulan kız. Miki Waleska. | Open Subtitles | الفتاة التي ُقتلت في المخزن هي ميكي واليسكا |
Aslında, kötü fikir değil. Biz onları depoda tutabiliriz. | Open Subtitles | انها فكرة جيدة ممكن نحتفظ بالاطفال في المخزن |
Bir çığlık duyuyorsun. depoda koruman gereken bir masum var. | Open Subtitles | وتسمعين صرخة، إنه بريء في المخزن لتحمينه |
Biliyor musun Jack? depoda çok esaslıydın. | Open Subtitles | هل تعرف يا جاك بأنك كنت سيء جداً هناك في المخزن |
depoda radyoaktif madde olmalı. | Open Subtitles | عندما كان هناك في المخزن وهو عصبي المزاج |
47. kattaki depoda. | Open Subtitles | هو في المخزن على الطابق السابع والأربعون. |
Bu gerçek kahve. Tavuk pisliği değil. kilerde saklanmış bir çuvalda bulduk. | Open Subtitles | وهذا بنّ حقيقي، وليس مجرد بعض البهارات والقاذورات، وجدت واحدة في المخزن |
Yemek istiyorum! kilerde çörek var. Kadınlar da bazen kafa dinlemek ister. | Open Subtitles | أريد أن أكل - الكعكة في المخزن, والمرأة تحتاج ذلك أيضا - |
Şimdi tek işimiz "Über Vampir"i kilerde kıstırmak ve oyunu bitirmek. | Open Subtitles | والآن كل ما علينا فعله هو محاصرة ذلك المصاص التحتي في المخزن , واللعبة انتهت |
Sanırım bütün eşyalarını depoya kaldıracağım. | Open Subtitles | على ما أظن بأنني سوف أضع أغراضه في المخزن |
depoya açılan ve iki tane boşaltım borusuyla sonlanan bir kapak var, buraya iki adam yerleştireceğiz. | Open Subtitles | في المخزن يوجد باب خفي يودي للطريق ساضع رجلان هنا |
Ayrıca Depodaki cesedin yakınında ve çöp konteynırının üzerinde turuncu boya buldum. | Open Subtitles | لكنني أيضاً وجدت كريات طلاء برتقالية بقرب الجثة في المخزن وفي مكب النفايات |
Flack, Depodaki kutuları aramak için izin çıkarmaya çalış. | Open Subtitles | حاول أن تحصل لنا على مذكرة لتفتيش تلك الصناديق في المخزن |
Çünkü sen ambarda saklanıyordun bizse aracın oradaydık. | Open Subtitles | لأنك كنت مختبأة في المخزن ونحن كنا خلف الشاحنة |
Şimdi iyi görünüyor ama, dükkanda çılgına dönmüştü. | Open Subtitles | لقد أصبنا بالجنون في المخزن ، ولكن الآن نحن بخير |
Diğer eski şeylerle birlikte tavan arasında olmalı. | Open Subtitles | يفترض ان تكون في المخزن بالأعلى مع باقي الأغراض القديمه |
Merak ediyordum acaba sen bugün mağazada cüzdanını unuttun mu? | Open Subtitles | أنا كنت فقط اتسائل إذا كنت تركت محفظتك في المخزن اليوم؟ |
Dükkandaki kız ipekten yapıldığını kadife süsleri olduğunu söyledi. | Open Subtitles | .البنت التي في المخزن قالت أنها قطعة حريرية |