Eski şehirde bir tiyatro var o eski aşk filmleri oynar... | Open Subtitles | هناك مسرح في المدينة القديمة يعرض أفلام الحب القديمة |
Evet. Dedemin Eski şehirde bir saat dükkanı vardı. | Open Subtitles | نعم ، جدي لديه متجر ساعات في المدينة القديمة |
- Eski şehirde bir yere de gidebiliriz. | Open Subtitles | - بأمكاننا الذهاب الى مكان في المدينة القديمة |
Daha önce de karşılaşmıştık. Old Town, Alexandria'da. | Open Subtitles | لقد تقابلنا مسبقاً في المدينة القديمة الكساندريا |
Old Town, Alexandria'daki bir otel odasında öldürülen çiftin haberini gördün mü? | Open Subtitles | هل رأيت القصة المتعلقة بالثنائي الذي قُتل في غرفة فندق في المدينة القديمة الكساندريا؟ |
Şu an gözden uzaktasın Old Town' da güvende olacaksın. | Open Subtitles | عليك أن تتواري عن الأنظار ستكونين في مأمن في المدينة القديمة |
Ve sen de Old Town'daki orospulara patronun kim olduğunu göstereceksin. | Open Subtitles | وأنت تريد أن تري هؤلاء العاهرات المتموضعات في المدينة القديمة من هو الرئيس الفعلي |
Şirket Old Town'da didik didik birisini arıyor. | Open Subtitles | الشركة بدأت بحملة مداهمات في المدينة القديمة |
Üç saniyelik bir video, Old Town'ın dışından çalıntı bir geminin tamamen ortadan kaybolmasından önce çekildi. | Open Subtitles | وفي الشركات, ثلاث ثواني من التصوير الفديوي قبل لحظات من حصول عملية سرقة سفينة في المدينة القديمة أصبحت عاتمة كلياً |
Sally Old Town'ın insan seline karıştı. | Open Subtitles | اختلطت "سالي" مع العاهرات الموجودات في المدينة القديمة |